Gönderi

❝Son fotoğrafsa en rahatsız edici olanıydı. Kaç yaşlarında olduğunu anlayamıyordum. Saçı beyazlarla doluydu. Korkunç derecede kirli bir odada -odanın duvarlarının parçalanıp üçe bölünmüş olduğunu açıkça görebiliyordunuz- bir köşede oturmuş, iki elini bir hibaçinin üstünde tutuyor fakat bu sefer gülümsemiyordu. Bundan daha ifadesiz bir yüz olamazdı. Ellerini hibaçinin üstünde tutarken ölmüş gibi bir hali vardı. Bu, tamamen rahatsız edici ve meymenetsiz bir fotoğraftı. Fotoğrafın tek rahatsız edici yanı bununla da sınırlı değildi. Bu fotoğrafta kameraya çok yakın oturduğundan onu iyice inceleme fırsatı bulabilmiştim. Alnı ve kırışıklıkları normal, kaşları normal, gözleri normaldi, keza burnu ve çenesi de. Bıkkın bir iç çekiş koyverdim. Bu fotoğraf bir yüz ifadesi olmamasıyla birlikte insanın aklında kalıcı bir intiba da bırakmıyordu. Hiçbir şey dikkat çekmiyordu. Fotoğrafa bakıyorum ve gözlerimi kapıyorum. Gitti bile. Odanın duvarı, küçük hibaçi gibi unsurları hatırlayabiliyor olsam da o yüz, odadaki asıl kişiye dair anılarım sis misali kaybolmuştu ve ne yaparsam yapayım hatırlayamıyordum. Çizilecek bir yüz değildi, hatta karikatürize edilebilecek bir yüz de değildi. Gözlerimi açıyorum. Hatırlamanın o geçici neşesini dahi yaşayamıyorum. "Ah, işte böyle bir yüzdü!" falan yok. Abartmak istemiyorum ama fotoğrafa gözlerimi kocaman açıp baktığımda dahi hatırlayamıyordum. Sadece tuhaf ve rahatsız bir hisle gözlerimi çevirmek istiyordum. Ölüp giden birinin yüzünde dahi bir tür ifade olur, bir tür iz olur. Ama bu resimdeki, bir beygirin kafası bir insan bedenine dikilse ortaya çıkacak bir ifadeye benziyordu. Bakan kişide oldukça rahatsızlık verici düşünceler oluşturuyordu. O zamana kadar böyle tuhaf bir suratı olan bir adam görmemiştim.❞
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı Yitirirken
🖌Copilot
·
23 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.