Gönderi

400 syf.
·
Puan vermedi
Ölmeye Yatmak Üzerine Kısa bir Analiz
Adalet Ağaoğlu'nun 1973 basımlı "Ölmeye Yatmak" romanı, tarihlerin de işareti ettiği şekilde, bir kadının modern cumhuriyet kadını kimliği ve geleneksel kadın kimliği arasında sıkışıp kalmasından ve bütün bunların çatışmasını anlattığı şeklinde okunabilir. Cumhuriyet devriminin "tepeden inme" olması, modern hayatın değerlerinden yoksunken şekline sahip olmanın insanda yaratacağı bunalımı anlatmak, sosyo-psikolojik bir perspektif olacaktır. Bunlar değerli bir tarihsel analiz olsa da kanımca, bu romanın bir insanın benliğini kaybetme öyküsü olduğunun, bir kadının kendine yabancılaşmasını anlattığının üstünü örtmektedir. Bu bireysellikte oldukça değerli, vurucu bir yön vardır. Roman, Aysel'in bir otel odası tutup ölmeye yatmasıyla başlar. (Daha sonra bahsedileceği üzere, bu otel odasının Virginia Woolf'un
Kendine Ait Bir Oda
Kendine Ait Bir Oda
sıyla bağlantıları vardır.) Çırılçıplak soyunup uzanır, kararını vermiştir, bu odadan canlı çıkmayacaktır. Devamında bilinç akışı tekniğinde onu bu ana getiren anılarını okumaya başlarız. Aysel'in hayatı şu kronolojik anlatımla açıklanabilir: Başlangıç olarak eril tahakküme şahitlik süreci, öfke ve isyan süreci, başarılı başkaldırı yanılgısı süreci, kadın kimliğinin çözünmesi süreci ve kendine dönmek isteyiş, günümüz. Eril tahakküme şahitlik süreci Aysel'in ilkokul zamanlarını, ailesiyle yaşadığı zamanlarını anlatır. Erkeklerle konuşması yasaklanmıştır, babası bir sevdiği var diye düşünmesin diye evde rahat rahat ağlayamaz, abisi babasıyla kavga edip evden çekip gittiğinde annesinin; "Bir oğlumuz, bir umudumuz vardı." sözlerini işitir. Bu dönemin önemli karakteri "baba" dır. Baba geleneği temsil eder. Öfke ve isyan sürecinde, Aysel kadın ve erkeğin eşit olmadığını ve bu düzenin büyük ölçüde kadın aleyhine olduğunu keşfeder. Bu dönemin karakteri "Aydın" dır. Aydın zengin kaymakam oğludur, ancak sadece görünüşte modern olabilmiştir. Aysel bunu çocukluğunda bile fark edebilmiştir. “Bir Atatürk çocuğu olarak hiç hoş görmedim bu hallerini. Kadınlarımız tam Batılı olmadıktan sonra Türkiye’mizi muasır medeniyet seviyesine çıkarmak çok güç.” (Sf. 85) Aydın'ın bu hareketleri ilgisini çekse de onun aslını görür, Aysel'i kadın olmasından bağımsız, fikirleri olan bir insan olarak göremez. Aysel doçent olduğunda bu haberi hevesle Aydın'a söylediğinde onun cevabı bunu gösterir, Aydın sadece onunla yatmak istemektedir. “Yer yerinden oynasa Aydın yanındakinin, sadece bir kadın olduğunu unutamayacak. Yanındakinin insanlar içinde bir insan olduğunu düşünemeyecek…” (Sf. 375) Buradaki bir diğer kırılma noktası arkadaşı Metin'le sohbet ederken Aysel onun kendisini dinlediğini sanarken Metin'in bir anda dudaklarına atlamasıdır. Eril tahakkümün kadını kendini ispat etme zorunda bırakması, ve her ne kadar uğraşsa da ulaşamayacağı bir yola zorlaması bir sonucuyken diğer bir sonucunun da cinselliğin fakirleşmesi olduğu bu örneklerde görülmektedir. Başarılı başkaldırı yanılgısı süreci üniversite yıllarına işaret eder. Bu öfke duyduğu ataerkil sistemde kaderini değiştirebilmiştir. Erkeklerle eş seviyededir, erkekler onun fikirlerini dinler. Bilgilidir, Mülkiye'de okuyordur, Fransızca bilir, plak dinler. Cumhuriyeti, devrimi, ilerleme düşüncesini hayatının merkezine almıştır. Sevgilisi Ömer ile yanak yanağadır, aynı plaktan Fransızca şarkılar dinlemektedirler, bu kadar yakınken eş seviyede olduklarını düşünmek, sevgilisinin onu anladığını, ki Aysel bu anlamda çaba sarf etmese de onu anlamaya hep çaba göstermiştir, düşünmek pek de haksız sayılmaz. Kadın kimliğinin çözünmesi dışarıdan kusursuz görünen Ömer ile olan evliliğinin aslında ne kadar ıstıraplı olduğunu anlamasıdır. Üniversitede tanıştığı ve onu kendinin ötesinde gören fikir olduğunu görebilen Ömer ile evlenmiştir. Burada fikir olmak ve fikirli olmak arasında bir ayrım yapmak gerekir. “…Bir fikri olmakla bir fikir olmanın hiç de aynı şey demeye gelmediğini anlatan fırsatlar… “ (Sf.248) Kitapta üniversitedeki solculardan bahsederken, Engin’den bahsederken onların fikirli oldukları söyler. Bu kanımca, erkeğin fikir sahibi olabileceğini anlatırken -ki bu fikirler değiştirilebilir ve modifiye edilebilir yani erkeğe bir yük yüklemez ya da insanların beklenti sahibi içinde olmasını gerektirmez- kadınının bir fikir olduğunu yani ona atfedilmiş, ondan bağımsız olamayan tek bir fikrin beden bulmasını anlatır. Burada beden bulması ifadesini kullanmak ironik olsa gerek çünkü bir fikir olan kadının kendi bedeniyle teması neredeyse kopmuştur. Bunu Aysel’in “kendine ait odası”na girdiğinde çırılçıplak soyunması ve bedenini ilk defa hissetmesi, uzuvlarını bir yabancıya ait gibi tanıtması işte bunu anlatır. Bedenine ve kendine yabancılaşmıştır. Bu dönemdeki kırılma noktası, Aysel’in Ömer’i Engin ile aldatmasıdır. Bedenine dönmede yararlı olmasa da ona bu farkındalığı yaşatması nazarında önemlidir. Devamında son dönemi açıklamak gerekir. Son dönem kendine dönmek isteyiştir. Buradaki bedenine dönme bizi kadınlığına dönmek isteyişe götürmelidir. Kadınlık cinsellikle açıklanamaz- Engin ile olan ilişki kendine dönme çabasında hüsranla sonuçlanmıştır-. Bu bir öze dönüştür, kendini bilmektir. Bu ancak ataerkil düzenden bağımsız olunabilen, beklentilerden ve rollerden bağımsız bir alanda mümkün olabilir. Bu kitap işte bu alanı anlatmaktadır. Otel odasının, bahsettiğimiz üzere Woolf’un anlatısındaki tüm kadınların sahip olması gereken o alan: Ekonomiden, erkek egemen sistemden, sorumluluklardan, cinsiyet rollerinden bağımsız alan metaforuyla eşleştirilmesi mümkündür. Woolf bunun “yazmak” ile mümkün olduğunu savunur. Aysel’de bu deneyim ölmekten vazgeçmesini sağlar. Sözleri şunlardır: “Bir süre daha boğuşup çocuğumu büyütmek istiyorum… Belki de çocuk yoktur. Belki de kendimin yeniden büyütmek istediğim; saksısını çatlatmış…” Bu kadınlığa dönmek isteyişinin kanıtıdır, çocuk kadınlığın sembollerinden biridir, gerçek anlamda olmasına gerek yoktur. Her kadının kendisini “büyütmesi” dileğimle. Umarım kitaba yakışır bir analiz yapabilmişimdir, bu konuda çok endişeye mahal yok esasında, Aysel’in dediği gibi; Her şeyde haklı ve doğru olmak için her şeyin haklı ve doğru olması gerek.
Ölmeye Yatmak
Ölmeye YatmakAdalet Ağaoğlu · Everest Yayınları · 20194,271 okunma
·
106 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.