Gönderi

"Sorun diş göstermeye gelince, Elfriede Jelinek'in (Alman oyun yazarı) tuhaf! oyununda kadınlar üzerine yazdıklarını anlamak elde de ayakta da değil. Artık diyor, kadınlar dişlerini uzatsalar, kendi çocuklarının kanını emseler, lezbiyen olsalar, her tarafa o uzun yaşamcıl ve ölümcül dişleriyle saldırsalar da, bu oyun baştan yitiktir çünkü erkek toplumu insanlığı bozuşturdu ve felaket her yanı sarmış bir kez. Zamanın kara saplı bıçağı, kanımca büyük yaralar açtı, o güzel kızıllığın kapanması da olanaksız bence. Siz erkek fantezisttir, kadınsa pratiktir derdiniz. Bunu anlayamıyorum; böylesine ortak bir suç, böylesine danışıklı bir döğüş üretimi varken, ve sürüler bunun ayırdında olmadan. Yoksulluk her tarihte karşılaşılabilecek bir konum: varsıllık kadar rastlantısal ve olası, ancak varsıl olanların bunu bir şans, diğerlerininse bunu bir kin, olanaksızlık ve acı olarak yaşamaları; ve ne yazık ki bunu savunamamaları. Romain Gary, Onca Yoksulluk Varken adlı kitabında, orospular kendilerini kıçlarıyla savunan varlıklardır diyordu ve haklıydı, çünkü yalnızca onlar bu iğrenç yaşam kavgası içinde etin değerini içeriden ve dışarıdan bilip, paha biçebiliyor, biçilebiliyor ve canları acısa da bu gerçeği sürdürmek zorunda kalıyorlardı ve zorundalar. Sorunu kadına, bu ikinci cinse çekmem gerekiyor, onlar gizli gizli her şeyin ayırdında olup, yönetenleri daha alttan ve içeriden yönetiyorlar. Bu bir giz olarak aramızda kalsın, e mi? Ponpona ve bilirliğe, yaşarlığa ve gizli kibire karşı! Bir gün kadınlar da, ponponsuzlar da, hayvanlar da zamanı tersine çevirecekler inancındayım. Toprağa yetişmeye, zamana ulaşmaya çalışan bütün bu adilikler bir gün zamanı, uzamı, tarihi, yapıntıyı ele geçiremeyeceklerini anlayacaklar, anlaşılacak."
Sayfa 123Kitabı okudu
·
97 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.