Gönderi

İşin ilginç yanı, kongreye katılan delegelerin en çok anlaşmazlığa düştüğü konu, Osmanlı kimliği meselesinin ana bileşenlerinden biri olan, 10 yıl sonra Enver Paşa'nın hâlâ çözülmediğine tanıklık ettiği (ve yine çözülmeden günümüze kadar gelen) Osmanlı-Batı ilişkisi meselesiydi. Anlaşmazlık yalnızca delegelerin Batı'nın Osmanlı'nın iç işlerine ne ölçüde karışmasının veya askerî müdahalede bulunmasının istendiği (veya kabul edilebileceği) konusunda fikir birliğine varamamasından kaynaklanmıyordu, aynı zamanda Batı'nın tek bir siyasi, sosyal ve kültürel mirası olmadığı da net bir şekilde anlaşılmıştı. Başka bir deyişle, reforma ilham kaynağı olabilecek farklı Batı kavramları vardı ve bu kavramlar her biri Osmanlı İmparatorluğu'nda farklı bir sosyopolitik düzenleme öngören farklı farklı Osmanlı kimliği kavramlarına karşılık geliyordu. Dahası, 1902 Kongresi'ne katılan delegeler Ahmet Rıza'nın Comte'un pozitivizminden ile Prens Sabahattin'in sosyal bilim ve İngiliz liberalizminden mülhem sunduğu iki karşıt Batı kavramının birbiriyle bağdaşmadığını ve yalnızca eylem birliğini değil, görüş birliğini de imkânsız kıldığını net bir şekilde gördü.
38 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.