Gönderi

Ya her şeyi biliyorsam hakkınızda?
Hadi, oyunun ilk turunu ben açayım. Sahtekâr olduğunuzu düşünüyorum. Sahtekâr olmanıza bir diyeceğim yok, kim değil ki. Ama ya asla sahtekârlık yapmıyormuş gibi davranmanıza ne diyeceğiz, sahtekâr olmak değil de hiç sahtekârlık yapmıyormuş gibi durmak bence asıl büyük sahtekârlık. Bir yerinizi özenle gizlerken, hiçbir şey gizlemiyormuş gibi davranmak ikiyüzlülük. Hele "doğallıktan" söz etmeniz. Hanginiz bir kunduzdan daha doğal olabilir, hanginiz bir tavşan yavrusundan daha doğal davranabilir? Elbette hiçbiriniz. Sizi bir insan yapan da bu kadar doğal olmamanız zaten. Niye doğallığı bu kadar övüyorsunuz öyleyse? Çok doğalsınız, çok içtensiniz, çok dürüstsünüz ve doğal olmayanlara, içten olmayanlara, dürüst olmayanlara kızıyorsunuz. Biliyor musunuz, sahtekâr olduğunuzu düşünüyorum. Karşınızdakinin gözlerine baktığınızda, sizin hakkınızdaki her şeyi, ama her şeyi bildiğini düşünün ve konuşmaya öyle devam edin. Bunu düşündüğünüz andan itibaren tek kelime bile edemediğinizi göreceksiniz. Başka insanlarla konuşabilmenizi, dostluk edebilmenizi, düşman olabilmenizi, insanlarla sürdürdüğünüz bütün ilişkileri, sizin hakkınızda bilinmemesi gerekenleri bilmediklerine güvendiğiniz için sürdürebiliyorsunuz aslında. Hayatınızı ve ilişkilerinizi sırlarınıza, sakladıklarınıza, hakkınızda bilinmeyenlere ve anlaşılmayanlara borçlusunuz. Ama içtenlikten, doğallıktan, dürüstlükten söz ediyorsunuz. Nasıl oynamak istiyorsunuz bu oyunu? Kendinizle ilgili ne anlatabilirsiniz bize? Hangi noktaya kadar anlatabilirsiniz? Sınırlarınız nereye kadar? Sınırlarınız yokmuş gibi davranmak istiyorsunuz. Bilgileriniz sınırsız, yetenekleriniz sınırsız, zekânız sınırsız, dürüstlüğünüz sınırsız, içtenliğiniz sınırsız, do ğallığınız sınırsızmış gibi davranmak hoşunuza gidiyor. Ya her şeyi biliyorsam hakkınızda?
Karanlıkta Sabah Kuşları
Karanlıkta Sabah Kuşları
·
15 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.