Gönderi

Saray himayesi olmadan huzurlu bir biçimde yaşayan bağımsız, varlıklı biri olan el-Fârâbî önde gelen öğretmenleri araştırarak ve Bizans’a kadar giderek kozmopolit ağdan elde edebileceği her şeyi toplamaya girişmiştir. İslama aktarılan fikir birikimini temsil eder. Mevcut tüm Yunanca eserleri taramış ve Bağdat mütercimlerinin temel ilgi alanı olan bütün doğa bilimlerini sıralayarak her şeyi yeni-Platoncu bir yayılım hiyerarşisinde sistemleştirmiştir. El-Fârâbî’nin en orijinal çalışması Platon’un Devlet’ini İslami koşullara uyarlamasıdır: İslamın lideri olan Peygamber gerçek filozof-kraldır; evrenin Mutlak Bir’den genişleyerek ve yayılarak meydana gelmesi (türüm) gibi, politik hiyerarşinin ardışık dereceleri, politik liderden yayılır. El-Fârâbî, Peygamber’den sonra liderliğin, nitelikleri ve güçleri daha düşük olan ikinci dereceden bir varlığa devredildiğini ima eder. El-Fârâbî’nin formülasyonunun belirsizliği, belki de tüm hizipleri kucaklama isteğinin bir ifadesidir; “ikinci lider” eşit ölçüde halife, ulema veya hatta Şii İmam olabilir. El-Fârâbî’nin ayırıcı özelliği, politik ihtiyatı ve teolojik tartışmalardan uzak durmasıdır. Yeni-Platonculuğu, bilimlerin natüralizmini, güvenli bir biçimde destekleyebileceği İslamın en soyut ve genel formuyla birleştiren bir akıl dinidir.
Sayfa 490Kitabı okudu
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.