Gönderi

Hakikaten seksen sene evvel kadınların mesut olmaları lazım geliyordu... Kendileri yeni nesil okudukça, anladıkça, erkeklere yaklaştıkça ilkel ve basit kadınlıklarından, dişilikten uzaklaşıyorlar, ruhlarda bir isyan, bir ihtilal tutuşuyor, eski kadınlığın huzur ve saadete vesile addettiği dişilik kayıtları kendilerine ateşten, demirden bir zincir gibi geliyordu. Özel bir mabet kadar sessiz, meçhul duran evlerine hapishane nazarıyla bakıyorlar, siyah çarşaflı kalın peçeleri ezici, soldurucu, vahşi, merhametsiz esaret örtüleri olarak kabul ediyorlardı. Fakat haksız mıydılar? Mademki 'gelişim'den kaçınmak olası değildi; terakki ise mutlaka değiştirmek, mutlaka eskiye benzememek idi... O halde asırlarca evvelki Türk kadınlığı da ilkel ve saf bir kaynak halde kalamazdı. Kulaklıktan, bebeklikten, masumiyetten, kısacası dişilikten çıkacak, hakiki kadın haline gelecek, erkeklere üstünlük sağlamasa bile onlarla eşit şekilde bulunacak, bütün manasıyla insan, insan olacaktı...
Sayfa 22
·
32 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.