Hz. Ömer adalet yönünden o kadar haSsas davranı- yorduki; oğluna yaptığı had cezası ölümüne sebep oldu.Zeyd b. Eşlem 1 şöyle anlatıyor:
«Bir gece Hz. Ömer’in dolaştığını gördüm, arkasından gittim ve size arkadaşlık yapmama müsaade edermi-
siniz» dedim «evet» dedi. Medine’nin dışına çıktığımızda, uzaklarda bir ateş gördük «Belki orada bir misafir
vardır» dedik ve ateşin bulunduğu yere doğru gittik. Orada ihtiyar bir kadm ve üç çocuk gördük çocuklar ağlıyor
o ise ateşin üstüne bir tencere koymuş ve «Allah’ım! Ömer’e insaf ver, hakkımı ondan al, o tok biz aciz» diye söylenip duruyordu. Ömer O’nun bu sözlerini işitir işit
mez ilerledi ve kadına selâm verdi, «yarana girmeme müsaade edermisin» dedi. O da hayırla gelirsen buyur» de
di. Ömer ilerledi, kadının ve çocuklarının durumlarından sordu. Kadın:» Ben bu çocuklarla uzak yerlerden geli
yorum, ben ve çocuklar aciz, yorgun ve açlıktan - dolayı uyuyamıyoruz» dedi.Ömer: «Bu ateşin üstünde bulunan tencerede ne var» diye sordu.
Kadm: «Bir şey yok, yalnız onların bunun içinde yemek olduğunu zannedip sabretmeleri için su koydum»Bunun üzerine Ömer Beyt-ül-mala geldi, bir çuval
aldı, içine un ve yağ koydu, sırtlayıp onlara doğru yol landı. Ben «mü’minlerin Başkanı! Size zahmet olmasın ben alayım» dedimse de o «Şayet sen onu taşırsan günahımı kim benden taşıyacak, benimle bu kadının yaptığı beddua araşma kim girmeye teşebbüs edecek» diyerek koşuyor ve kadının yanma varmca kadar ağlıyordu. Kadın: «Allah seni çokça mükafatlandırsın» dedi. Ömer hemen biraz un ve yağ aldı, onu tencereye koydu, ateşi yaktı. Her ateşi üfleyişinde, ateş külleri onun yüzüne sıçrıyordu. Yemek pişirince onu çanağa koydu, çocuklara: «Yeyiniz» dedi. Kadın ve çocuklar o yemeği yerken Ömer:«Ey kadın! Ömer’e beddua etme. O sizin durumunuzdan haber değildi» dedi.