Gönderi

Deniz kenarındaki parkta sandalyelerimi açtığımda güneşin ve ılık meltemin verdiği haz muazzamdı. Üstelik çıplak ayaklarım taze çimlerle henüz buluşmamıştı bile. Sıcak bir kahve boğazımdan henüz geçmemiş ve ruhumu dinlendiren müzikler henüz dinlenmemişti. Sandalyeme boylu boyunca oturup bedenimi güneşe, gözlerimi de denizin maviliğine teslim ettim. Bir süre sonra arkadaşım geldi ve yanımdaki sandalyeye oturdu. Enerjisi ve yüzünden eksik olmayan gülümsemesi hemen dikkatimi çekti. Sormadan kendimi alamadım, "Bunu nasıl başarıyorsun. Böyle bir ortamda ve böylesi bir dünyada nasıl oluyor da böyle pozitif kalabiliyorsun?" diye. Çünkü zor bir hayatı olduğunu ve tek başına ağır sorumluluklar yüklendiğini biliyordum. Önce bana baktı, sonra denize ve gökyüzüne çevirdi başını. "Bak dedi, şu an şurada gördüklerim bile bana sunulmuş bir hediye. Mesela şu an gözlerini kapat ve derin bir nefes al. Sonra da sadece bu nefes için teşekkür et, şükret. Bizler hayatın dertlerine öyle odaklanmışız ki nimetlerini hep göz ardı ediyoruz. Tabii ki hayatım hiç kolay olmadı, asla da olmayacak. Bunu çok iyi biliyorum. Ama yaşanmışlıklarımı değiştiremem, yaşayacaklarımı bilemem. Öncesine gücüm yetmez, sonrasını da kimse bana garanti edemez. Şu anın kıymetini ve lezzetini, pişmanlıklar ve bilinmezlikler arasında kurban etmemeye çalışıyorum sadece. Küçük mutluluklarıma büyük anlamlar yüklüyorum. Zihnimin bir yerinde beni dibe çekmeye çalışan karamsar düşüncelerim var elbette. Ama onları görmezlikten geliyorum. Günümü zehir etmelerine izin vermiyorum. Kaygılarımı karamsarlığımla beslemiyorum. Güzel şeyler düşünmeye çalışıyorum. Mesela hayatıma küçük dokunuşlar yapıyorum. Her gün mutlaka yarım saat kitap okuyorum. Böylece başka hikayeler ve insanlar tanıyorum. Her gün bir saat yürüyüş yapıyorum. İnan bana, sonrasında kendimi çok iyi hissediyorum. Her gün yerli/yabancı yeni müzikler keşfediyorum. Bu sayede ruhumu besliyorum. Mesela bugün Spring Waltz favorim oldu. Bunu uzanırken, iş yaparken, uyumadan önce ya da kitap okurken mutlaka dinle. Emin ol ki yorgunluğuna çok iyi gelecek. Ruhun dinlenecek. Sonra her sabah uyandığımda, aç karnına yarım litre limonlu su içiyorum. Ve dolabımdan kırmızı pancar salatasını asla eksik etmiyorum. Faydaları mı? Anlatmakla bitmez ki. İnan bana, bedenin sana teşekkür edecek, ışıldayacak ve canlanacak. Her gece yattığında o güne ait seni mutlu eden üç güzel davranışını hatırla. Hayatından, 'artık çok geç, zorundayım, aman boş ver vb.' diye başlayan ve biten kelimeleri çıkar. Affetmeyi öğren. Ama buna önce kendinden başla. Şunu sakın unutma; hayatında değişiklikler yaparken bunu küçük adımlarla yap mutlaka. Çünkü büyük adımlar daha zordur. İnsanlar büyük değişimlere direnç gösterirler. Ama şunu da unutma lütfen; başa gelene sabrettiğin, elde olana şükrettiğin ve sırtını dayayabileceğin inancın olduğu sürece seni hiç kimse, hiçbir şey yıkamaz."
Sayfa 13
·
137 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.