Gönderi

“Bir dostluk kaldı!” diye bağırıyor pazarcı, tezgâhındaki meyveler için. “Bir dostlık kaldı!” Bir dosta yetecek kadar, demek istiyor. Az kaldı, demek istiyor. Ben önce bu cümleyi, “Dayanacak, bir dostluk kaldı,” diye anlıyorum. Sonra, “Bir dostluk kaldı mı?” diye soruyorum. Pazarcı, “Bir dostluk kaldı!” diye bağırıyor.
Sayfa 13
·
70 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.