Gönderi

208 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Merhaba kitap severler, Ermeni edebiyatından okuduğum ilk kitap. Ne desem bu kitap için az kalır ama şunu diyebilirim ki; Ruhumu doyuran kitapları severim. Roman, uzun yıllar önce eşini kaybetmiş evli bir kızı ve torunu olan yaşlı bir adamı anlatıyor. Yılbaşı için alışveriş yapacağı sırada sokaktaki muz kabuğuna basıp düşüyor ve felç geçiriyor. Hastanede yatalak olarak kalan bir adamı okuyoruz. Roman bir sinek sahnesiyle başlıyor. Bir sinek gibi yaşamak fikri üzerinden şekillenip ironik bir perspektifle anlatılıyor. Kendisinden hafif alay edende bir anlatımı var. Ama bir Gregor Samsa değil. Aslında bir travma anlatısı. Öyle metinler yazıyor ki kitapta bazen o sessizliği okuyabilmek gerekiyor. Neyi, nasıl anlatamadığına bakılması istenilen bir eser. Yazar, yaşlı ve yatalak bir adamın içsel dünyasını, anılarını, düşüncelerini, insanın varoluşsal sorularını gözler önüne serip karakter üzerinden yalnızlık ve yaşamın zorluklarını derinlemesine işlemiş. Kahraman kendi hayallerine, özlemlerine, yapamadıklarına bakma şansı yakalıyor bu süreçte. Fiziksel olarak sınırlı bir mekanda geçmesine rağmen geniş bir duygu, düşünce dünyası ve geçmişe dair özlemlerle baş başa bırakıyor okuyucuyu Roman iç monologlu, mekansal metaforları ile dikkat çekerken, oldukça duygusal derinlik barındıran, hatıralar ve şimdiki zaman arasında gidip gelen zaman akışının 1.tekil şahıs anlatımıyla geçmişle bugün arasındaki bağları ve çatışmanın gösterildiği minimalist bir roman Bu kitabın birde devam kitabı varmış (Tavanın Öte Yanı) ama Türkçe’ye çevrilmemiş olması çok üzdü beni. Tam benim tarzım bir romandı. O hastane kasveti sizi boğmuyor aksine sürüklüyor. Yazarın kitaplarının dilimize çevrilmesini çok isterim. Türü sevenlere tavsiyemdir Herkese keyifli okumalar
Tavan
TavanRober Haddeciyan · Aras Yayıncılık · 201851 okunma
·
37 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.