Gönderi

324 syf.
6/10 puan verdi
FRIENDS TO LOV-LOSERS? Gayet güzel bir giriş yaptı kitap ilk bölümüyle.Zaten Emily Henry'nin girişlerini hep şahane bulmuşumdur. Bence bir kitap daha ilk paragraftan okumaya değer olup olmayacağını kanıtlar. Bu kitabın llk bölümü bitirdiğimde de Book Lovers gibi akılda kalıcı bir yapıt okuyacağımı düşündüm. Sonra kızımız Poppy'nin kariyerinin zirvesinde olduğunu daha da yapmak isteyeceği çok bir şey olmadığını görüyoruz. Tabii Alex dışında. 2 yıl önce Hırvatistan'da bir şey olmuş ve konuşmayı kesmişler. Ama Poppy Alex'i geri istediğinin farkına varıyor. Böylece başlıyor 12 yıllık anı maceramız. Bu ara nedense bölümler arasına günlük sıkıştırmanın ve flashback'lerin kitap sektöründe oldukça fazla yer aldığını görüyorum, hoşuma gitmiyor diyemem ama gerçekten 12 yılın bütün yaz tatillerini okumamıza gerek var mıydı? Çünkü kitabın başlığı "Tatilde Tanıştığımız İnsanlar" olsa da benim tek okuduğum Poppy'nin Alex'e nasıl aşık olduğuydu. Tek bir ortak noktaları bile olmayan bu ikili aslında üniversitede sevgili olsaydı şimdiye çoktan birbirlerini unutmuş, aşmış ve daha mutlu olacaklardı buna yemin edebilirim. Ama tabii ki öyle olmuyor.... Zaten hiç olmaz.. Poppy kişilik olarak o kadar ilerleme kaydetmiyor, o kadar çelişkili davranıyor ki sonunda Alex ile birbirlerine ilan-ı aşk ettiklerinde Alex'in kaygılarını okurken afalladığını görmek beni mutlu etti. Lakin Alex de bir o kadar sığ bir kişilik olduğundan tencere yuvarlana yuvarlana sonunda yine aynı kapağı buldu diye düşündüm. Poppy'nin Alex ile arkadaş olduğu yıllar boyunca -ikisinin de sevgilisi olmasına rağmen- bu arkadaşlık yüzdelerinin hiçbir zaman 100'e ulaşmaması sinir bozucuydu. Aranızda bir kimya var tamam ama ikinizin de sevgilisi olduğunun farkına mı varsanız acaba? Çünkü finale doğru Poppy-Sarah yüzleşmesinde Sarah'ın halini görmek gerçekten beni üzdü. Bir de şöyle bir problem var ki Alex dünyanın en büyük loser'larından biri. Her ne kadar milyoner bir erkek baş karakter okumadığım için mutluluktan ölsem de karakteri özellikle Poppy'nin karakterini düşündüğümüzde öyle zıt kalıyor ki en başında arkadaş olmaları bile çok saçma geliyor. Yani dışarıdan bakıldığında böyle görülüyor. Mesela Poppy 30 yaşında bile sürekli tatile çıkmayı,spontane davranmayı,konuşmayı ve eğlenmeyi seviyor. Alex ise kitabın başından sonuna kadar hep olgun, aşırı tuhaf takıntıları olan, annesinin erken ölümünden sonra kardeşlerini ve babasını toplamayı kendine görev bilmiş sorumluluk sahibi bir adam. Grumpy/sunshine desek değil, friends to lovers desek havaalanı sahnesi yüzünden bendeki bütün aşklarını kaybettikleri için anlamsız gelir. Zorlama bir aşktı kısaca. Poppy'nin zorlamasıyla çıktılar bütün tatillere,sonuncusu dahil. Zorlama olmadığını düşünenler vardır elbette ama bir de şu açıdan bakın; Flannery O'Connor öldü, Alex'in tatlı ninesi Betty öldü, Alex bir kez bile Poppy'e mesaj atmadı. Gerçekten sevdiğiniz birini böyle bir durumda aramaz mıydınız? Hırvatistan'da sarhoş bir şekilde öpüştünüz diye bütün bu aşkı çöp mü ederdiniz yoksa daha mı sıkı sarılırdınız? Zira Poppy, milenyal bıkkınlıktan kurtulmak için Alex'i yeniden hayatına dahil etmeye karar vermeseydi Alex ona yazar mıydı? Bence yazmazdı...
Tatilde Tanıştığımız İnsanlar
Tatilde Tanıştığımız İnsanlarEmily Henry · Epsilon Yayınevi · 2022684 okunma
·
36 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.