Eğer toplumsal düzenin niteliği, haklı ve çoğunlukta olanların niteliğine paralel bir karakter taşıyor olsaydı, hakikat için yürütülen bir mücadele ve savaşa hiç gerek kalmazdı.
Hakikat savaşı, tercih değil, zorunluluktur; bizzat dayatmaya karşı ve dayatmanın olduğu yerde ortaya çıkar.
Bugün insanlık, hakikatin pratikleştiği bir topluma