Gönderi

Ardından, bu sistem çok iyi işlediği için, seri halinde kahramanlar üretilmeye başladı, üstelik, sistem mükemmelleştirildikçe giderek daha da ucuza mal oluyorlardı. Herkes halinden pek memnundu. Bismark, iki Napolyon, Barrès,* hatta süvari Elsa.** Kısa sürede, Reform hareketi tarafından çoktan havası söndürülmüş pörsümüş bir bulut niteliğine bürünüp uzun süredir ruhbanların kumbarasına indirgenmiş olan semavi dinin yerini bayrakâşığı din aldı. Eskiden fanatik moda, “Yaşasın İsa! Yakalım şu münafıkları!” diye bağırmaktı, ancak yine de azdı sayısı münafıkların ve yalnızca gönüllülerden oluşuyorlardı... Oysa artık vardığımız noktada, “Kurşuna dizelim lifsiz tekesakallarını! Susuz limonları! Masum okurları! Sağcılara karşı milyonlar omuz omuza!” çığlıkları insanların azman güruhlar halinde kendilerini bu işe adamalarına yol açabiliyor, yakalayın o kimseyi öldürmek istemeyen, kimseyle hesaplaşmak istemeyen insanları, leş kokulu Barışçıları, kazığa oturtun! Eşek cennetine gönderin onları, her biri birbirinden daha kesin on üç değişik biçimde! Onlara adam gibi davranmak neymiş diye öğretmek için önce bağırsaklarını deşip atın bedenlerinden, sonra gözlerini oyun, onları vıcık vıcık pislik yaşamlarının geri kalan yıllarından mahrum bırakın! Topunu, topunu gebertin, kâğıttan şablon çıkarır gibi kesip biçin, kanlarını akıtın, asitte yakın, böylece de Vatan daha çok sevilsin, daha mutlu, daha sevecen olsun! Ve eğer bunların arasından bu yüce şeyleri anlamamakta direnen adiler çıkarsa da, derhal gidip kendilerini ötekilerin yanına gömsünler, ama tam da aynı yere değil aslında, mezarın en ücra köşesine, ülküsüz korkaklar şeklinde aşağılık bir ibare taşıyan bir mezar taşı yazısının altına giriversinler, çünkü bu kepazeler, belediye tarafından ihaleye çıkarılıp doğru dürüst ölüler için mezarlığın anayolunda dikilmiş özel anıtın gölgesinden faydalanma şerefine nail olma hakkını yitirmişlerdir, onlar aynı zamanda, önümüzdeki Pazar günü yine Vali’ye çiş yapmaya gelip, öğle yemeğinden sonra da mezar başında nutuk atacak olan Bakan’ın sesinin en ufak yankısını bile işitme ayrıcalığına sahip olma hakkını yitirmişlerdir... * Maurice Barrés: Milliyetçiliğiyle ünlü Fransız yazar ve milletvekili. ** La Cavalière Elsa (Süvari Elsa): Fransız yazar Mac Orlan’ın, Alman Spartasist isyanını konu alan yapıtı. Ancak Céline burada daha çok Paul Demazy’nin bu romandan esinlenerek yazdığı ve Elsa’yı bir tür “komünist Jeanne d’Arc” olarak sahnelediği oyuna gönderme yapıyor.
·
23 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.