Gönderi

CHP’nin tasfiyesi:
1982'de NYU'da Dankwart Rustow'un Çağdaş Türk Siyasi Tarihi master seminerini almıştım. Profesör Rustow o tarihte epey yaşlı, ama Washington'da sözü dinlenen üç-beş Türkiye uzmanından biri. 12 Eylül Anayasasının şekillenip onaylandığı günler, tartışma mevzuları da haliyle Türkiye'de istikrarlı bir demokrasi nasıl olur etrafinda dönüyor. Döne dolaşa CHP masaya geliyor. Tarihte seçim kazanmamış ve belli ki hiç kazanmayacak bir partinin ana muhalefet olması Türk demokrasisinin en büyük sorunu: bunda herkes mutabık. Öbür taraf sırtüstü yatsa da seçimi kazanacak. Parti kapatsan, yasaklasan, bölsen de fark etmiyor. Böyle olunca Halk Partisini destekleyen kesimler umutsuzluğa kapılıyor, radikal çizgilere yöneliyor, eninde sonunda askerden medet umuyor. Halk Partisi askerden medet umunca ister istemez seçimi gene öbür taraf kazanıyor. Fasit daire. Çözüm nedir diye soru ortaya atıldı. O günlerde Ecevit partiyi terk etmiş, yerine isim diye Erdal İnönü'nün adı geçiyor. Yani partinin iflah olma ihtimali sıfır. Dolayısıyla, dendi, mantıki tek çözüm partinin tasfiyesidir. Rustow düşündü, kıvrandı, hak verir gibi oldu. Ama hızlı bir tasfiyenin risklerinin altını çizdi: tepki doğurur, Aleviler sahipsiz kalır, solda radikaller güçlenir. Belalı işler. Dolayısıyla ne yapılacaksa usulca, tedricen yapılmalı: as they say in Turkish, “yavash yavash”.
Sayfa 68 - Everest Yayınları, 3. Baskı, Mart 2018Kitabı okudu
·
213 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.