Gönderi

Akla ve felsefeye karşı çıkmak bile, Gazzali
Örneğinde oldu­ğu gibi, felsefi tartışmaya girmek anlamına gelmekteydi. Gerçekten de, bir filozof olduğu kadar aynı zamanda bir teolog olan ortaçağ düşünürünün en önemli problemi, akıl ile imanı, fel­sefe ile dini uzlaştırma, daha doğrusu birbirleriyle bütünleştirme problemiydi.
Sayfa 32 - SAY YayınlarıKitabı okuyor
·
608 görüntüleme
Yahya Saygan okurunun profil resmi
Ortaçağ filozofu açısından bu noktada, üç alternatif söz konusu olmakla birlikte, tercihe şayan tek bir alternatif vardı. Buna göre, fideizm olarak bilinen birinci aşırı uçta, aklın gücünün tamamen inkar edilerek, imanın tek otorite olarak kabul edilmesin­den oluşuyordu. Rasyonalizm olarak bilinen ikinci alternatifte ise, akla iman karşısında mübalağalı bir özerklik tanıma ihtimali orta­ya çıkmaktaydı. Bu konuda, üçüncü alternatifi, ortaçağ düşünürü için kabul edilebilir yegane ya da ideal çözümü temin eden Aziz Augustinus'un yaklaşımı sağladı. Sonradan Müslüman düşünürle­rin pek çoğu tarafından da benimsenecek olan bu yaklaşıma göre, Tanrı'nın bilgeliği insanın bilgeliğinden, kıyaslanamayacak kadar üstün olduğu için, aklın imana, felsefenin de teolojiye tabi olması gerekiyordu. Ortaçağ düşünürü açısından bu tabiiyet ilişkisi sadece araştırmalarda, dini kurumlarda yürütülen eğitim faaliyetleri sıra­sında gözetilmekle sınırlı kalan bir ilişki türü değildi; ortaçağ dü­şünürü açısından, o kişinin bir bütün olarak zihninde ve hayatında somutlaştırmak durumunda olduğu bir şeydi. İman ile aklın entegrasyonu için çaba gösteren ortaçağ düşünürü açısın­dan, tehlike, aklın hataları, imanın ışığıyla aydınlanmış akıl tarafın­dan tashih edilemediği zaman ortaya çıkar. Bu durumda kişi ya da düşünür ya fideizm yoluna girerek, aklı reddedip, tamamen imana sığınır ya da aklın özerkliğini öne sürerek akılcılık tuzağına düşer. Şu halde, gerek fideizm, gerekse rasyonalizm, Augustinus'un dü­şüncesinde ifadesini bulan genel yaklaşım açısından, imanı akıldan veya aklı imandan ayırmaya yönelik hatalı yaklaşımlar olup ortaçağ düşüncesine özgü sentezi anlamsız, hatta imkansız hale getirir. s.32
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.