Gönderi

Felsefe, dinin huzursuz kardeşidir.
Patristik felsefe, putperestliğe ya da aynı anlama gel­mek üzere, seküler felsefeye karşı Hıristiyan inancını savunmuş ve daha sonra benimsediği Platoncu ve Yeni-Platoncu felsefeyle Hıris­ tiyan inancını anlamlandırıp güçlendirmeye, onu putperestliğin ve gnostisizmin saldırıları karşısında korumaya çalışmıştır. Başka bir deyişle, yaklaşık altı yüzyıl süren tarihsel dönem boyunca, patristik felsefe Hıristiyan dini ve öğretisini felsefenin kavramsal araçlarını kullanarak temellendirmeyi amaçlamıştır. Söz konusu felsefe, Sko­lastik felsefeyle modern felsefeden, akla dayanılarak elde edilen so­ nuçlarla vahyin doğruları arasında bir ayrım yapmamak bakımın­ dan farklılık gösterir. Buna göre, patristik dönemde felsefe, teoloji ve dinin doğruları, bir bütünün ayrılmaz öğeleri olarak değerlen­ dirilir.
Sayfa 40 - SAY YayınlarıKitabı okuyor
·
1.040 görüntüleme
Yahya Saygan okurunun profil resmi
Patristik felsefe kendi içinde üç döneme ayrılır: (I) Milattan sonra birinci yüzyıldan ikinci yüzyıla kadar olan dönem. Bu dönem düşünürleri, ya da daha doğrusu teologları öncelikle Hı­ristiyanlığın "hakiki felsefe" olduğunu savunup, onun felsefi bilge­ lik karşısındaki durumunu belirlemeye çalışmışlar, sonra da Hıris­tiyan öğretiyi putperestlerin saldırılarına ya da Gnostisizmin dini spekülasyonlarına karşı koruma, yanlış anlamaları önleme gayreti içinde olmuşlardır. (II) 200-450 yılları arasındaki altın dönem. Bu dönem, Grek felsefesi ve Hıristiyanlık arasında, Yeni-Platoncu İskenderiye Okulu'nun ve özellikle de Klement ve Origenes gibi düşünürlerin etkisiyle vuku bulan gerçek etkileşim ve uzlaşım dönemidir, felsefenin Hıristiyan kültüre tamamen dahil edilmesi çağıdır. Hıristiyanlığın dogmaları­nı Yunan düşüncesinin terminolojisi ve kavramsal çerçevesiyle ifa­de etmeye çalışan bu Altın Çağ, Aziz Augustinus'un felsefesiyle en üst düzeye ulaşır. (III) 450 yılından sekizinci yüzyıla dek olan gerileme dönemi. Yeni ve özgün bir çabanın, düşüncenin söz konusu olmadığı bu dönem, yalnızca daha önce ifade edilmiş doğruların ele alınıp işlenmesi ve sistematize edilmesi yönündeki çabalardan oluşur. s.40
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.