Gönderi

Hakimin biri anlatıyor:
-Şimdi bizim adliyemizde adalet kartı sistemi var ve taraflar giremiyor. Başta yoktu. O zaman 4320 sayılı kanun vardı. O yasanın maduru biri kapımı çaldı ve içeri girdi ve oturdu, hakim bey dedi. -"Beni uzaklaştırdın evden, bizim hanım dostunu eve aldı ve nafakada bağladın hanıma böylelikle ben finansör oldum sende hukuki organizasyonu yaptın, böyle bir eserimiz var ne yapacağız" dedi. Fıkra bu kadar, Uyanın artık! Kokuşmuş sistemin çürümüş halkına reva görülen Cumhuriyet kanunları böyle fasit. Ümmet durup düşünelim! Allah’ın mülkünde Allah’ın kanunları neden uygulanmıyor? Başımızdaki yöneticiler bizi neden bozuk demokrasi ile yönetiyor? Neden hâlâ destek oluyorsunuz? Devletler neden bizi korku ile yönetiyor? Doğru olanı söylemekten neden korkuyoruz? Korkulması gereken yalnız Allah Subhanehu ve Teâlâ değil midir? Yardım edilmesi gereken yalnız O’nun dini İslâm değil midir? يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِنْ تَنْصُرُوا اللّٰهَ يَنْصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ اَقْدَامَكُمْ “Ey iman edenler! Eğer siz Allah’a yardım ederseniz (emrini tutar, dinini uygularsanız), O da size yardım eder ve ayaklarınızı sağlam bastırır.” [Muhammed 7] Hassaten âlimler ve kanaat önderleri durup düşünmeli! Allah Rasûlü SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: “İnsanlardan iki sınıf var ki, onlar salâha ererse insanlar da salâha erer; onlar fesada girerse insanlar da fesada girer: Âlimler ve yöneticiler.” Âlimlerimize ve kanaat önderlerimize düşen iş ve yük çok büyük, çok önemli. Toplum demokrasi ile ifsat edilirken hakkı ayakta tutup “Ey insanlar! Uyanın! Sizler Müslümansınız! Rabbiniz sizin için, size hayat verecek hükümler, hayat nizamı var etmiştir! Demokrasiye ihtiyacımız yoktur; onu almak ve tatbik etmek küfürdür.” diyen âlimlerimizin sayısı artması gerekmiyor mu? Şu an toplumun eline dokunamasak, sarılamasak dahi akıllarına, kalplerine dokunabiliriz. İnsanlara mutlaka İslâm’ın çözüm olduğunu anlatmamız, onlara mutlaka ulaşmamız gerekiyor. Er ya da geç toplumumuz, demokrasi ve benzeri batıl fikirlerden kurtulacak. Batıl fikirler eriyip gidecektir.
·
1 artı 1'leme
·
9,3bin görüntüleme
Reyyan Öztürk okurunun profil resmi
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası; Madde 2 – Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir. Madde 4 – Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez. Burası Türkiye Cumhuriyeti!
Ciحaن Oruç okurunun profil resmi
Eee buda benim fikir özgürlüğüm ve insanlara yapılan haksızlıklara karşı çözümüm. Bu gibi gönderiler daha çok görebilmek ve esaslı çözümler için takipte kal.
5 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Gül okurunun profil resmi
Ben senin dinine göre yönetilmek zorunda miyim
Ciحaن Oruç okurunun profil resmi
Değilsin. İstemiyorsan hollandaya iltica edersin. Şuanda profilimden de uzak durabilirsin. Sana bir dakikam zarar.
4 sonraki yanıtı göster
Savaş GÖKTAŞ okurunun profil resmi
Burda sorun Cumhuriyet te veya cumhuriyet kanunlarında değil sorun Cumhuriyet düşmanları aydınlanma , ilim , bilim , insan , kadın düşmanı yobazlarda sorun , kısaca Din tüccarı yobazların eseri her kötülük ve bu iblis ve düşmanlıklarınıda Din islamla gizliyorlar...
Leylanın pembe mantosu okurunun profil resmi
Şeriat gelse bile doğru uygulanmayacak ayrıca din dersini anlatacak kişinin ilahiyat mezunu yerine matematik hocası anlatırsa bırakın şeriate uymayı islamın şartlarına bile Uymayanlar var. Şuanda toplumda tahkiki imân yerine taklidi iman mevcut sistemin din anlayışı olmuş fark ediyorum sonradan müslümanlar daha iyi dine uyuyorlar çünkü araştıryorlar Okuyorlar. Yani daha insan olmayı becerememiş varlıklar var kalkıp din anlatsan öküzün trene baktığı gibi bakar şöyle baktığımız zaman artık Yahudi olsun Hıristiyan olsun artık insanlar inançlarına sahip çıkmıyor tamamen dünyadaki dış maddelerden haz almaya başlıyorlar ahiret hayatına ölümden sonra Cennet'in nuruna inanmayanlar ölücem ölecekler kafasıyla fasıklaşıyor kendini eğlenceye türlü günaha vuruyor. Mesela kafirler kainatta ve olayları olumsuz şüpheci bir nazarla bakar Çünkü küfür her şeyi çirkin ve karanlık gösteren siyah bir gözlük gibidir küfür varlıklara tesadüf ve girişi güzelliğin bir sonucu olarak görür kafirin nazarında her şey başıboştur bütün varlıklar birbirine yabancı ve düşmandır onun nazarında bütün varlıklar yokluk alemine doğru hızla yol almaktadırlar kendisinin de ebedi yokluk karanlıklarına düşeceği korkusu ve endişesi onu dünyaya Zindan yapar alemi karanlık ve sıkıntılarla dolar ruhunu sevgi ve şefkat muhabbet nuru yerine kinlik nefret ve isyan karanlıkları kaplar böyle bir insan cehenneme gitmeden daha dünyada cehennem hayatı yaşar. Ve kafirin yaptığı davranışı müslüman da yapar içki kumar zina hadi onlar ahirete inanmıyor ya siz?? Sözde müslümanlar. Sokakta yürüyünce küfürlü konuşmalar kahkahalar çeşitli davranışlar etık değil. Bunları bir insan yapmamalı. Müslüman kâfir demiyorum insan yapmamalı ne yazıkki bunları yapmayan kâfir huy edınen müslüman gördüm. Şeriat falan mesele değil artık benim için insan olun yeterli. Buda büyük bir başarı
Ciحaن Oruç okurunun profil resmi
Bu sözleriniz ütopya dan ibaret hocam "doğru uygulanmayacak" meselesi. Ayrıca Kur’ân’ın ahkâmını tatbik hususunda ihmalkâr davranmak, büyük pişmanlıklara sebep olacaktır. Yüce Rabbimiz biz kullarını şöyle îkâz eder: “Hiç farkında olmadığınız bir sırada azap ansızın başınıza gelmeden önce Rabbinizden size indirilen en güzel hükümlere uyun ki sonra hiç kimse, «Allah’a itaat hususunda gerekeni yapmadığım için yazıklar olsun bana! Ben gerçekten de (İslâm ile) alay edenler arasında yer almıştım» diyerek (kendi kendini kınamasın!) Veya «Eğer Allah bana hidayet nasip etseydi günahtan sakınanlardan olurdum» diyerek; ya da azabı gördüğünde, «Keşke bana bir fırsat daha tanınsa da iyilerden biri olsam!» diyerek hayıflanmasın.” (ez-Zümer 39/55-58) Allah’ın hükümlerine boyun eğenlere vaad edilen şu mükâfat ne güzeldir: “Kim Allah’a ve peygambere itaat ederse işte onlar, Allah’ın kendilerine lutuflarda bulunduğu peygamberler, sıddıklar, şehidler ve sâlih kişilerle beraberdirler; bunlar ne güzel arkadaşlardır!” (en-Nisâ 4/69) Allah’ın kitabını okuduğu halde ahkâmıyla amel etmeyenler ise en büyük yergiye müstahak olmuşlardır. Bu sebeple Kur’ân’ı terk edenleri acıklı bir azap beklemektedir. Allah kendisine Kur’ân’ı öğrettiği hâlde, bütün gece uyuyarak onunla hiç meşgul olmayan ve Kur’ânı terk eden kimsenin, öldükten sonra göreceği azap, Allah Rasûlü’ne gösterilmiştir. Buna göre, Kur’ân’ı ihmâl eden kimsenin kafası, büyük bir kaya ile kıyâmete kadar devamlı ezilip duracaktır.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.