Milletin bostanına girip erken hasat yapardık.
6 katlı binanın sıva için kurulmuş iskelelerinde dağcılar gibi iner çıkardık.
Bisiklet alınmadığı için mahallenin çocuklarının misketlerini, tasolarını, futbolcu kartlarını ütüp bisikletlerini kardeşimle o misketler karşılığı kiralardık.
Top olmadığında taşlarla ayakkabılar patlarcasına top oynardık.
Ve en çok içimi burkan bir şeker bayramında şeker toplarken bodrum katında yaşayan bir amcanın elini öptükten sonra ellerimize şeker olmadığı için küp şeker vermesiydi ve o küp şekerin tadını hiç bir janjanlı kapları olan çikolatadan almadığımdır...