Toplum yararlarının kişisel çıkarlardan daha önemli olduğunu düşünen bir kişinin başından geçenleri anlatmaktadır. Kitabın baş karakteri olan Mansur, Cezayir'de büyümüş, Fransa'da eğitim görmüş ve tıp eğitimini tamamladıktan sonra devletine hizmet etmek için İstanbul'a gelmiş idealist bir gençtir. Kitap genel itibariyle bazı bölümlerde sürükleyici olsada bazı yerlerde de oldukça uzatılmıştı. İçinde aşk hikayesi de vardı, bu aşk büyük bir nefretle başlayan bir sevda olması bakımından eseri diğerlerinden farklılaştıran bir etkendi. Kitabın sonlarına doğru karakterlerin birer birer ölmesi bence saçmaydı. Kitabın sonuna gelecek olursak kesinlikle hüzünlü bitti derim. Roman ilk andan itibaren yıkılmakta olan Osmanlı devletinin duraklamasına ve gerilemesine sebep olan nedenleri Mansur karakterinin gözünden tespit ettirmeye çalışır. Devlet içerisindeki ve memurlardaki rüşvet ve liyakatsizlik gibi kötü yanlar bir rapor titizliğiyle gözler önüne serilir. Mizancı Murat devletin içindeki yanlışların yanı sıra halkın da ahlaki olarak yaşadığı çöküşün devlet için bir tehlike olduğunu düşünerek bunları da romanının içinde anlatır. Kitabın bende uyandırdığı fikirlere gelince: bir toplumu düzeltmenin en iyi yolu taşraya inmektir fikrini benimsetti. Haklıydı da köylerde yapılan değişikliklerle toplumun nasılda toparlandığını okumuş olduk. Okunabilir.

Turfanda mı Yoksa Turfa mı ?Mizancı Mehmed Murad · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,726 okunma

·

20 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Gökyüzünün Ardında