Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

256 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
36 saatte okudu
KAN RENGİNE BOYANMAK
YouTube kitap kanalımda Boyalı Kuş kitabını yorumladım: ytbe.one/danHMzhKVrY Şubat 2014. İkinci Dünya Savaşı'nın 70 yıl sonrası. Polonya'nın Oświęcim şehrindeki Auschwitz Birkenau toplama kampında dolaşıyorum. Soğuktan nefesim donuyor. Aynı doğduğum yeri hayatımın en başında belirleyemediğim gibi Auschwitz Birkenau'da da nefesimin soğuktan donup donmamasını belirleyemiyordum. Esirlerin kaldığı koğuşların içerisinde geziniyordum fakat bu koğuşların benim bugüne kadar yattığım yataklarla aralarında büyük farklılıklar vardı. Nedense ranzaların arasındaki mesafe bir insanın ancak girebileceği boyuttaydı, yataklar tahtadandı ve tabii ki de her yer soğuktu. Aldığım nefes soğuktu evet ama en azından oksijen karbondioksit dengesi arasında bir şekilde yaşam savaşımı zehirli gazları solumadan verebiliyordum. Peki, ızdirari kaderine göre kendisinin engelleyemeyeceği bir şekilde kanatları boyanan ve aslında diğerleriyle aynı türden olmasına rağmen diğer kuşların arasına boyalı olarak salınan bir kuşun sırf ırksal farklılıktan dolayı saldırıya uğraması neden bugünkü hayatıma kadar sözkonusu olmamıştı? Bülbülü Öldürmek'teki küçük kız Scout'ın bile farkına vardığı gerçek olan "Bana kalırsa tek bir tür insan var. İnsanların hepsi insan." cümlelerinin farkına bir tek acımasız devlet liderleri mi varamamıştı? Peki, Jerzy Kosinski'nin 1976 yılında yazdığı yazısında belirttiği gibi bir gün Manhattan'daki dairesinde otururken kapısına gelen ve Kosinski'yi kötü bir şekilde cezalandırmak isteyen adamlara Boyalı Kuş kitabını kuzenim yazmış demesi de neyin nesiydi? Bakın. Bizim kalkmaktan erindiğimiz yataklarımız salt tahtadan veya demirden değil. Yataklarımızda 10 kişi yanyana uyumuyoruz. Yeni bir güne uyandığımız odalarımız soğuk değil. Türk ve Müslüman olmaktan ötürü çalışabilir durumdaki insanlarımız en kötü koşullarda Polonya'nın insanın ruhunu donduran havasında çalıştırılmıyor, çoğusu baba parası yiyip Instagram'da hikayeler paylaşıyor. Çalışamayacak durumda olanlarımız da gaz odalarına alınıp nefeslerine gaz verilmiyor. Canımız bir şey çektiğinde istediğimiz zaman etrafımızda çıkıp bir şeyler alabileceğimiz bakkallarımız, marketlerimiz var, elektrikli ve dikenli tellerimiz yok. Çoğu zaman istediğimiz şeyi yiyip içebiliyoruz. Çocuklarımız da bir şekilde okullarına devam edip sistemi eleştiriyor, birilerinin kararıyla gaz odalarında öldürülüp öldürülmeyeceği tartışmalarında hiç adları geçmiyor. Pekala. Bizim boyalı kuş olmamamızın nedeni ne? Neden biz masum insanları da bir yerlerde toplayıp sebepsizce öldürmüyorlar? Kaderimize suç bulduğumuz bu ülkede yaklaşık 75 yıl öncesindeki o insanlar kaderleri hakkında en azından düşünmeye fırsat bulabiliyorlar mıydı? Sorular var her zaman cevaplanması gereken. Fakat o toplama kamplarındaki karların üstüne yürüyüşümü şu kitabın verdiği hissiyatı da yanıma alarak tekrarladım. Milyon tane çıplak ayakla beraber yürüdüm bu sefer. Seçmemeyi seçmeyi istedim ama beni de sağa veya sola yolladılar işte. Hayır da diyemedim. Seçme ve seçilme hakkım diye bir şey yoktu çünkü. Yaşama hakkım başından beri yok gibi görünüyordu zaten. Kızgınım, rahatsızım, iğreniyorum, sinirliyim. Hepsi de bu kitabın yüzünden. Gerçekler her zaman insanın yüzüne vurulduğunda daha gerçektir derler ya, Boyalı Kuş da aynı günlük hayatta anlık olarak hissettiğimiz öfke, iğrenme ve sinirlenme gibi gerçek. Öfkelenmelisin çünkü bu olayların hepsi gerçekti. İğrenmelisin çünkü kendi hayatınla karşılaştırdığında iğrenebilecek kadar kötü gerçekler var. Ne bundan 75 yıl önce doğduk, ne de siyah ya da Yahudi olarak doğduk. Ama öyle de doğmuş olsak ne fark ederdi ki? İnsanların hepsi zaten insan değil miydi sadece? Irk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi görüş, etnik köken gibi sınıflandırmaların aslında sınıflandırma olamayacağından pek çok kez bahsetmedik mi televizyonlarda, gazetelerde, arkadaşlarımızın arasında? En iyisi ne yapalım biliyor musunuz? Biz de Kosinski'yle beraber bir kuş olalım ve atlayalım boya kazanına. Sonra da ne olursa olsun.
Boyalı Kuş
Boyalı KuşJerzy Kosinski · E Yayınları · 20184,586 okunma
··
915 görüntüleme
Muzaffer Akar okurunun profil resmi
Sen güzel bir adamsın kardeşim. Eline sağlık.
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Muzaffer Abi şimdi güzel bir adam konusu açılırsa eline su dökemem. :)) Senin de yorumuna sağlık...
Ebru Ince okurunun profil resmi
Benim sularımda yüzmüşsün :) ruhuna sağlık
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Ebru Abla. :) epik suları senden öğrendik.
2 sonraki yanıtı göster
Bendis okurunun profil resmi
Sizin incelemeniz ile kitabı aldım, sırasını bekliyor . Teşekkürler ve ellerinize sağlık.
1 önceki yanıtı göster
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Harikasınız arkadaşlar, Boyalı Kuş'u ilk kez okumak güzel bir duygu olsa gerek, sizin adınıza heyecanlandım ben de, keyifli okumalar dilerim.
Sezen B. okurunun profil resmi
Tek bir insan var.İnsanların hepsi insan.Bu sözler sadece alkışlanır
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Bülbülü Öldürmek’te geçiyordu. O da ırk tartışmasında yeri değerli olan bir kitaptır.
1 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.