Gönderi

Yıllar Boyunca -15-
O ve asil amcası, bir deve hörgücünde, Yurtlarına döndüler, Nur-Çocuk onüçünde Zaman bir su dolabı, dalsın ve çıksın yıllar; O’nun kısa bir zaman, koyun çobanlığı var. Olur iş mi, Varlığın Tâcı çobanlık etsin?... Bu bir işaret: İnsan güttüğünü gözetsin! Herkes çoban, peygamber, sultan, başbuğ ve reis. Sürüler ve çobanlar; işte insanlık!... Hadîs: «Hepiniz çobansınız; müslüman sürücüdür.» İslâmlık, güttüğünü ulaştırmak gücüdür. Yaşı artık onyedi... İkinci sefer... Yemen.... Yol sonsuz, yön sayısız, fâniler tümen tümen. O’na her kum tanesi diyor: Allah’ı düşün! Ötesi var, ötesi, bu yalçın görünüşün! Yaş yirmibir, önünde melekler belirmekte, Henüz vakti gelmeyen Resulü bildirmekte... Yüce ahlâk... Lâkabı doğru adam, El’emin; İnsan ki, böylesini gördüğü yok, âlemin. Gerçeğin dostu, O’na en küçük yalan, muhal... Gülümserken de, hep o mahzun, düşünceli hal; Ve fikir, dipsiz fikir, ebedîlik süresi... Kum tanesinden küçük, bastığı Arz küresi... Putlardan iğreniyor, öz babadan soyunca; Bir, yalnız Bir, çokluklar ve sayılar boyunca... O’na sermaye verdi, dul ve zengin Hadice; Şam yolunda ticaret, gidiş geliş.... Netice: Büyük kâr... Hadice’nin fakat muradı başka; Büyük kadın tutulmuş büyük ve ulvî aşka... Gördüğü sadık rüya diyor ki, kendisine, Zevce olacak, İki Cihan Efendisine...
Sayfa 42 - Büyük Doğu 17. Baskı 2015
·
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.