Anlamaya çabalasalar bunun için yerin neresi olduğunun bir önemi olmaz bence :) Yöntem ise hepimizde bence. Önyargısız anlamaya uğraşmak. Ne yazıldıysa o veya ne söylendiyse ona inanıp yorumlasak bence bundan ala yöntem olmaz. :)
Aynı nehirde iki kere yıkanılmaz. Bu değişimin tanımı. İnsan her an değişir. Zaman her an değişir. Anlayan ve anlaşılan insan değişe dururken, anladığımızı sandığımız şey az önce akıp giden sudur. Önümüzdeki suyu kavrayana kadar o da akıp gidecektir. Gelecek ise zaten meçhul. Ufacık bir anın içine hapsolmuş kimseleriz. Doğamızda belirsizlik var bu da zamanın doğrusal aktığı bir boyutta bize sadece anlık bir anlaşılma şansı tanıyor.
Neden anlasınlar? Asıl soru şu, birbirimizi yeterince çürütebiliyor muyuz? Burda dişlerini insanların moralleriyle bileyen, Türkçe okuduğunu Rusça anlayanlar var. Rusça bir sembol. Çince, Japonca ve hatta Danca da olur.
En iyi yaptığımız şeylerden biri sanırım birbirlerimizi çürütebilmek
Oysa hayat kısa eğlen coş, demişler ama birbirimizi yemek daha keyif veriyor sanırım. Bana vermiyor da başkaları için durum öyle gözüküyor.