"Tutunamayanlar" Ablamın tavsiyesi üzerine okudum. Ve iyi ki de okudum.
Tutunamayanlar hayata tutunamayanların romanı. İlk başlara kitabı okurken insana biraz ağır(sadece biraz) ağır gelebiliyor. Ya da başka bir deyişle; ilk başlarda kitaba tutunamıyor insan. İlk 80-90 sayfasına gelince kitabı yarım bırakmayı düşündüm. Kitabı okuyarak anlam vermeye çalıştım ve sonra kitabı yarım bırakma düşüncesini aklımdan çıkardım.
Turgut Özben ve Selim Işık
Turgut'un 18 yaşından beri Selim'i tanıması.. ve takii Selim'in 27 yaşında kendini intihar etmesi. Turgut'un Selim'le olan unutulmaz dostluğu. Selim'in öldüğü halde Turgut'un ona dair her şeyi en ince ayrıntısına kadar öğrenmek istemesi.. ve onunla geçirdiği günleri tekrar tekrar hatırlamak istemesi. Turgut'un hayali karakteri Olric'le olan diyalogları. Selim'in bazı günlerde günlük yazması. Ve hayata, insanlara tutunamadığını...
Duygularını o kadar güzel kağıda dökmüş ki okurken günlükleri hiç bitmesin istedim.
Kitap ortalara doğru; olaylar o kadar çok çabuk gelişiyor ki insan sonlara doğru nasıl geldiğine anlam veremiyor. Hiç bitmesini istemediğim bir kitaptı.
Ve Büyük Üstad Oğuz Atay..
Yazarın okuduğum 3. kitabı oldu. Diğer kitaplarını da elbet okuyacağım.
Edebiyat'ın en büyük yazarı; böylesi güzel bir kitap için sonsuz teşekkürler.
"Tutunamayanlar" okuyun! Ama tutunanlara okutmayın.
-"Nedenmiş Efendimiz?"
-"Bizi anlamazlar Olric. Gülüp geçerler."
Bu kitap Turgut Özben, Selim Işık... gibi hayata tutunamayanlara tavsiyemdir. Keyifli okumalar.