Sitede aylar geçirmiş olmama rağmen inceleme yazma cesareti gösteremiyordum. Öyle etkileyici kalemler, şaşırtan analizler okudum ki gözüm biraz korkmuş olsa da bir yerden başlamam gerektiğine karar verdim. Acemiliğimden hoşgörünüze sığınıyorum.
Okuduğum beşinci Stefan Zweig kitabı oldu. Diğer dört kitapta olduğu gibi bu kitapta da son sayfayı müthiş bir hazla kapattım. Her seferinde yazarın insan psikolojisine, duygular ve tepkilerin tüm detaylarına, sıkmayan üslubuna şaşırmaktan kendimi alamıyorum.
Hikayenin başkahramanı Irene rahat ve problemsiz bir hayat süren, güzelliği ile dikkat çeken bir cemiyet kadınıdır. Başarılı bir avukat olan Fritz ile yolunda giden evliliğinin tekdüzeliğinden sıkılıp yaşadığı hayattan çok farklı bir hayat süren piyanist bir genç ile gizli bir ilişki yaşamaya başlar. Yasak ilişkisini hayat düzenine dahil edip; gösterdiği cesaretten gurur duyar.
Ta ki piyanist aşığının sevgilisi olduğunu iddia eden bir kadın tarafından tehdit edilene kadar..
Irene bu tehditlere dayanabilecek mi?
Ruhunu saran korkuya ne kadar direnebilecek?
Bu korkuyla, yaşadığı hayat seneler sonra anlam kazanabilecek mi?
Dışarıda hayat akadursun... Akıştan soyutlanıp tek solukta bir şeyler okumak, okuduğu hikayenin gerçekliğiyle sarsılmak isteyen herkese kitabı öneriyorum. Sevgiler :)