Gönderi

On dokuzuncu yüzyıl sonu Britanya'sındaki yabancı korkusunun, yirminci yüzyılda kolaylıkla iğrenç bir antisemitizme dönüşmüş olmasına şaşıyorum. Yahudi karikatürünün altın çağın detektif romanlarının olay örgüsüne kolaylıkla sokulması irkiltici: Agahta Christie, John Dickson Carr, Dorothy L. Sayers, E. C. R. Lorac... Hitler'den sonra bile, Britanyalıların imgeleminde, Anthony Berkeley'in Silk Stocking Murders'ında [İpek Çoraplı Katiller] olduğu gibi çoğu kez gülünç bir övgüyle lanetlenmiş, değişmez bir Yahudi karikatürü var sanki. Detektif bir İngiliz centilmenidir: Roger Sheringham. Yardımcısı, öldürülmüş kadının kız kardeşi Anne ve katil (elbette, son sayfada ortaya çıkarılan) Pleydell adlı, hoş, zengin, kültürlü bir Yahudi'dir. Anne, onunla tanıştıktan sonra şu yorumu yapar: "Daha önce bu kadar çok sevdiğim bir Yahudi'yle karşılaşmamıştım." "Gerçek safkan Yahudi," der ona Roger, "dünyadaki en iyi insanlardan biridir. Bu ırkı bu kadar kötü biçimde aşağılatanlar, melez Yahudilerdir, Rus, Polonyalı ve Alman cinsidir." 1928'deki İngiltere budur.
·
92 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.