Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

222 syf.
·
Puan vermedi
·
25 günde okudu
"İnsanın olası mutluluğunun ölçüsü bireyselliğiyle önceden belirlenmiştir. Özellikle zihinsel gücünün sınırları, yüksek bir hazzı alma yeteneğini sonsuza dek belirlemiştir." Öncelikle yukarıdaki cümleyi birkaç sefer okumanızı tavsiye ederim. Schopenhauer, karakter yapımızın mutluluğumuza doğrudan etki edeceğini düşünüyor. Bu yüzden bize verilen kişiliği yani hem fiziksel hem de zihinsel özelliklerimizi yararlı bir biçimde kullanarak mutlu olabilmemiz için, hayatın her alanında kendimize uygun olan çabalara girmemizi öğütlüyor. Aksi takdirde yaptıklarımız yeteneklerimize uygun olmazsa veya yeterli gelmezse mutlu olamayız. "İnsanın mutluluğu üzerinde; ne olduğunun, neye sahip olduğundan kesinlikle daha çok katkısı vardır." Karakterimize uygun olarak kendimizi yetiştirip dolu dolu bir birey olduğumuzda, maddi anlamdaki varlıklarımızdan çok daha fazlasına sahip oluruz. "Cebin delikse, hiç olmazsa güzel zamanlara sahip olmalısın." diyen Nikos Kazancakis'in Zorba'sı, özgür ruhuyla, cesur karakterini bütünleştirip yaptığı işlerle zamanını güzelleştirerek mutlu olabilmiş ve gittiği her yere mutluluğu da götürmeyi başarmıştır. Schopenhauer cehalet mutluluktur tanımına da değiniyor. Aslında böyle bir mutluluğu hiç kimsenin kıskanmayacağını da ekliyor. "Çünkü böylesi, tamamen dışa bağımlıdır ve etkenlerini kaybettiğinde büyük bir boşluğa düşebilir." Yani insan içerisinde ne kadar boşsa doldurmak için içini ya kişileri ya da nesneleri arıyor çevresinde. İşte bu boş insanlar canlarının sıkılmaması için bunlara başvurmak zorundadır. Halbuki dolu olan insanların keyifli vakit geçirmek için nedenleri içlerinde mevcut durumdadır. Ancak bu, yalnızlığa itiyor. "Çünkü bir kimse kendinde ne çok şeye sahip ise, dışarıdan o denli az şeye gereksinir. Bu yüzden, zihnin kendinde olağanüstülüğü, toplumdan uzak durmasına yol açar." Dolayısıyla zihinsel yoksunluk ile arkadaş canlılığı doğru orantılıdır. "Elalem ne der?" diye bir kalıp vardır. Her birimiz bundan nefret ettiğimizi dile getirsek de, insanlar bizleri övdüğünde mutluluktan göklere çıkarız. O zaman elalemin gözünden banane demeyiz. "Çünkü, bizim hastalıklı bir hassaslıkta olduğu için sık sık hastalanan tüm özgüvenimizin, tüm kibirliliğimizin ve iddialarımızın ve aynı zamanda tüm gösterişimizin ve böbürlenmemizin temelinde başkalarının görüşü yatmaktadır." Kısacası mutluluğumuz, başkalarının gözünde ne olduğumuzla doğrudan ilişki içerisindedir. Kıskançlığı da mutlu olmanın önünde bir engel olarak görüyor Schopenhauer. Buna hiçbirimizin itirazı yoktur sanırım. Yalnız bu durum için yazdığı reçeteye kendi adıma katılmadığımı ifade etmeliyim. Şöyle ki: "Kendinizden üstün olana değil, alçak olana bakıp mutlu olmaya devam edin." diyor. Bu çok sorunlu bir düşünce bence. "Halinize şükredin" diye milletin kafasını uyuşturup harekete geçmesini engelleyenlerle aynı düşünce yapısıdır çünkü bu. Kitabın ilk bölümü diyebileceğimiz kısımda Schopenhauer, mutluluğun yollarını kendi bakış açısından değerlendiriyor. Geri kalan bölümde ise kitabın isminden de anlaşılacağı üzere bilge insan olmak adına aforizmalarını sunuyor. Bu bölümde 53 aforizma var. Uzun uzadıya bahsetmeyeceğim bu bölümden. Bu bölümü özetleyebilecek nitelikte olan Schopenhauer'in şu cümlesinin inceleme için yeterli olacağını düşünüyorum: "Zamanın etkisi ve şeylerin değişebilirliği sürekli göz önünde bulundurulmalı ve şu anda olup biten her şeyin derhal tam tersi hayal edilmelidir; demek ki mutlulukta mutsuzluk, dostlukta düşmanlık, güzel havada kötü hava, sevgide nefret, güvende ve açıklıkta ihanet ve pişmanlık ve bunların tersi de, sürekli canlı bir biçimde göz önüne getirilmelidir. Bu bize dünya bilgeliğinin kalıcı bir kaynağını verecektir ve sürekli temkinli olup, kolay kolay aldatılmamamızı sağlayacaktır." Okuduğum ilk Schopenhauer kitabı olması neticesinde kendisiyle ilgili şöyle bir düşüncem oluştu: Dilinin kemiği yok. Ne düşünüyorsa hiçbir otosansüre uğratmadan direk aktarıyor. Ortası da pek yok. Ya yüceltiyor ya da aşağılıyor. Onun dünyasında ya övüleceksiniz ya da gömüleceksiniz. Yalnız tercih hakkını size bırakıyor. "Ben lafımı ortaya korum, beğenen alır gider; beğenmeyen bırakır kaçar." diyor.
Yaşam Bilgeliği Üzerine Aforizmalar
Yaşam Bilgeliği Üzerine AforizmalarArthur Schopenhauer · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20196,9bin okunma
··
576 görüntüleme
K. okurunun profil resmi
Schopenhauer'un kadınlarla ilgili kitabını bir arkadaşımdan ödünç alarak okumuştum o yüzden hangi basım olduğunu bilememenin can sıkıntısı var. Lakin ben hiç de rahatsız olmamıştım. Aksine çok beğenerek okumuştum o kitabı. Bu yüzden tekrar ve bu sefer not alarak okumak istiyorum. Elimde bu Yaşam Bilgeliği Üzerine Aforizmalar da mevcut. Arkadaşım hediye etmişti. Şu an okuduğum kitapları bitirebilirsem etkinliğe öyle ismimi yazdırmak istiyorum. Diğer türlü isim yazdırıp okuyamama ihtimali beni geriyor. Çok güzel ve tok bir inceleme olmuş. Her bir paragrafı birkaç kere okudum. Sizin de çok değerli fikirleriniz olduğunu düşünüyorum. Bunu başka incelemelerinizi de göz önüne alarak söylüyorum. Kaleminize sağlık.
Mehmet D. okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Kübra Hanım. Bir süredir inceleme yapmak da zorlanıyorum aslında. Etkinlik nedeniyle okumamış olsaydım bu kitaba da inceleme yapmayacaktım. Bahar yorgunluğu gibi bir mazeret de üretmek istemiyorum ama üzerimde bir ölü toprağı var. Umarım silkinip tekrar kendime gelirim. Beğendiğiniz ve güzel sözleriniz için tekrar teşekkür ederim. :)
6 sonraki yanıtı göster
Rahime okurunun profil resmi
Baharı bekleyen kumrular gibi bu incelemeyi bekliyordum Mehmet Bey. :) Bazen incelemeyi yazdın da ben mi kaçırdım diye profiline girip bakıyordum. Nihayet geldi beklediğim yazı ve beklememe değdi. Eline sağlık çok güzel olmuş. :)
Mehmet D. okurunun profil resmi
Teşekkürler efendim. Bileydim hızlandırırdım kendimi. 25 gündür elimde sürünüyordu. Şaka maka felsefe okumak zor işmiş. :)
5 sonraki yanıtı göster
Necip G. okurunun profil resmi
Mehmet hocam emeklerinize sağlık. Yazıda geçen fikirleri kısa da olsa durup düşünmekten veya sorgulamaktan yazıyı 10 dakikada falan bitirebildim:) Dolu dolu bir inceleme olmuş. Sitedeki Schopenhauer rüzgarından hepimizin bol bol faydalanacağı çok belli:) Heraklitos’un bu sitede defalarca paylaştığım ‘insanın karakteri, onun yazgısıdır’ sözü yazınızı okurken bir kez daha geldi aklıma. Konuyla da ilişkili bir anlamda. AS bunu mutluluk üzerinden detaylandırmış. Tam tersi de düşünülebilir. ‘Önümüze değil arkamıza bakıp mutlu olalım’ düşüncesi bana göre de ilk bakışta sorunlu bir bakış açısı. Ancak nereden baktığımız da önemli. Olayı sadece şükür boyutunda düşünmüyorum. Hırslarına kapılarak freni kopmuş araba gibi şuursuzca giden insanların ara sıra durup bu sorgulamayı yapması gerekiyor. Yani sadece harekete geçememek değil, çok hızlanıp duramamak da bir sorun bana göre... Tabii bunlar hep bakış açısı:) Üzerinde uzun uzun oturup tartışmak lazım... Teşekkürler Mehmet Hocam, keyifli okumalar...
Mehmet D. okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim Necip abi. Etkinlik sayesinde felsefeye bulaşma cesaretini kazandık. Tabi kitapta çok daha fazlası var aslında. Hatta benim çıkarımlarımın tam tersi görüşleri olanlar da çıkacaktır diye düşünüyorum. Ayrıca bir Schopenhauer etkinliği yapılacak olması da çok iyi oldu. Bu deniz derya adamı tanımak lazım. Ama belki de öncesinde bir Goethe, Shakespeare ve Voltaire gibi isimleri de bilmek çok yararlı olur gibi. Onlardan çok alıntı yapıyor çünkü ve onların etkisinde kaldığı görünüyor. Hepimize keyifli okumalar. :)
Ayşenur okurunun profil resmi
Elinize sağlık, çok güzel olmuş. :)
Mehmet D. okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Ayşe Hanım, sizin güzel bakışınız :)
6 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Esther. Sema okurunun profil resmi
Eyvallah! diyorum son söze binaen:)
Mehmet D. okurunun profil resmi
Saol varol diyorum ben de :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.