" İstanbul insanı yiyip bitiren bir şehir. Çok kalabalık, çok pis, çok gürültülü. Bir de sanki İstanbul'un üsütünde kara bir bulut varmış gibi, huzurlu bir şehir değil bence. İnsanları sürekli mutsuz. Sabah sokağa çıktığınız da yüzü gülen kaç kişi görebiliyorsunuz? "
··
19 görüntüleme
İstanbul, nasıl tarif edilir ki? Bence harika bir şehir, cennet köşesi derler ya öyle. Nice komutanlar fethini istemiş, nicesi de içinde yaşamış, Bizans'a, Osmanlıya başkentlik yapmış, nice de kadim kültürü barındırmış. Ancak nüfus yoğunluğu kanser gibi yayılmakta, güzel şehri mahvetmekte, bir ilacı bulunur inşallah kanser öldürmeden.
Günaydın, :) yok rahatsızlık ne kelime, İstanbul bir sanat eseri, yazar da haksız sayılmaz ama insan görmek istediğini görür çoğu zaman. Ayrıca güzel şehrimize sizleri bekleriz, ikinci toplantıya örneğin.
O güzellik yansımanız olsa gerek.
İstanbul için bu kadar olumsuz sözler söylenmesi hoşuma gitmedi. Sonuçta görülesi güzel bir şehirdir istanbul, modern hayatla otantik hayatın iç içe yaşanabileceği, buram buram tarih kokan yerleriyle harika bir şehir.. Ben İstanbulu çok seviyorum, ama itiraf etmeliyim ki gidip gezmek için harika bir yer, fakat yaşamayı istermiyim İstanbulda bilmiyorum. Bunun nedeni de İstanbulun insanlarıdır. İstanbul güzeldir, ona çirkin deniyorsa da bu İstanbulu çirkinleştiren insanların olmasındandır.. Örneğin on adım ileride çöp kutusu olduğunu göre göre elindeki petşişeyi yere atıyorsa bir insan bu İstanbulun kirli olmasından kaynaklanmıyor, bu insanının pasaklı ve temizlikten yoksun olmasındandır.. Diğer bir örnekte; metrobüse bindiğinizde taciz ediliyorsanız, bu istanbulun pis bir yer olmasından değildir, insanların ahlaki değerlerinin artık kalmamasındandır. Ve bunlar gibi bir çok örnek vardır. İstanbul için illaki çirkin denileceksede unutmamalıki İstanbulu çirkinleştiren insanıdır, sabırdan ve empati kurmaktan yoksun insanları..
Kitap'ta eminim bu alıntının öncesi ve sonrası olarak bir açıklamasıda vardır, bunların ne olduğunu bilmediğim için sadece okuduğum kadarına yani alıntıya yorum yapıyorum, yanlış anlaşılmakta istemem :)
Ben İstanbul`u görmedim henüz. Onun için paylaşırken tereddüt ettim :) Ama düşününce ki, alıntı 16 yaşında kanserle ( lösemi ) mücadele eden ( hem de bu yaşanmış olay ) bana çokta garip gelmedi. Sonuçta onun ruh hali bunu gerektirmiş...
Sizi de neden yalnış anlayayım ki, çok doğru söylüyorsunuz.
Daha önce okuduğum bir kitap olmadığı için konusunu doğal olarak bilmiyorum ama bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederim Aysel hanım, şimdi alıntıda ifade edilenin aslında ne olduğunu daha iyi anladım. Ev de kanser hastası bulunan biri olarak temizliğin ne kadar önemli olduğunu çok iyi biliyorum, dışarı çıktığınızda soluduğunuz hava bile çok önemli oluyor ve egzos kosuyla dolmuş bir havada yürüyüş yapmak kanser hastası biri için çok daha fazla rahatsız edici olduğu gibi zararıda daha fazla oluyor ne yazık ki.. Kalabalık ortamlarda buna dahil. Ne kadar kalabalık o kadar mikrop/bakteri riski yoğun oluyor ortamda, -ki bu yine kanser hastası biri için çok riskli, özelliklede kemo tedavisi görüyorsa bu hasta..
Yani verdiğiniz bilgiden sonra anladığım kadarıyla İstanbulun çirkin ya da kötü bir yer olmasından dolayı değil, hasta bir insan için risklerin çok olduğu bir yer olduğu için alıntıda bu kadar olumsuz ifade kullanılmış.. Buna sadece hak verebilirim.
Bu arada İstanbulu gidip gezmenizi o güzel şehri sizinde keşfetmenizi tavsiye ederim Aysel hanım, inanın pişman olmayacaksınız :)) Hatta İstanbulu gezip gördükten sonra "neden bu kadar geç kaldım ben bunun için" diyeceksinizdir.. Ben de ilk kez 2013 de gitmiştim ve o kadar çok sevdim ki İstanbulu sonrasında bir yıl içerisinde 3 defa daha gittim :)) Herşey yoluna girdiğinde yine ve yine gideceğimi de çok iyi biliyorum :))
Hiç gitmedim inşallah kısmet olur :) Çok güzel bir yer olduğunu tabii ki biliyorum. Ama eğer alıntı gerçekten rahatsız ettiyse silebilirim. Bu benim fikrim değil sonuçta. Alıntının sahibinin ruh halini, duygularını yansıtmak istedim sadece. Hem hiç bir şehir için böyle düşünmem :)
Kendi açımdan söylemem gerekirse, artık alıntınızdaki olumsuz ifadelerden rahatsız olmuyorum, özelliklede kitabın konusunu açıklamanızdan sonra. Sonuçta kanser hastası bir gencin İstanbul için bu ifadeleri kullanmasınıda diğer açıdan anlayabiliyorum.. O ruh halini çok iyi bilirim :( Uzun lafın kısası alıntınızı bence kaldırmayın, sonuçta bu kitabın konusu hassas ve ilgilenenler araştırmalarında alıntılar ve yorumlar sayesinde gereken bilgiyi bulabiliyor, böylelikle kitabı okuyup okumama kararı daha etkili oluyor.. Açıkçası sizin bu alıntınızdan sonra ben de kitabı biraz araştırdım ve acaba okusam mı diyede düşündüm.. Lütfen alıntınızı kaldırmayın Aysel hanım.
Ne güzel insanlarsınız siz :)
Aysel hanımcım, insan kendi nasılsa karşısındakini de öyle görürmüş :))
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.