Orhan Pamuk’a göre Türk edebiyatının en iyisi olan bu eseri ben de bu ay okuyup bitirdim. Medeniyet, toplum, aile, aşk ve insan ilişkileri konusunda derin tahliller yapan ve daha önce bir yerlerde duymadığımız, okumadığımız tespitleri yapan, dili ve anlatımı güçlü bir yazar. Açıkçası kitabın dili ortalama bir okur için oldukça ağır ve ben musikiden bahsettiği yerleri bir an önce okuyup geçtim. Acaba bu beyitte ne denmiş diye dönüp bakmadım. 267. sayfada Nuri’nin şu ifadeleri benim dikkatimi çekti ve okuduğum bir kaç incelemede doğrudan değinilmemiş: “ Maziyi ihmal edersek hayatımızda ecnebi bir cisim gibi bizi rahatsız eder; terkibin içine ister istemez sokacağız... ... Sonra hangi köklere gideceğiz? Halk ve halkın hayatı bazen bir hazine, bazen de bir seraptır. Uzaktan nâmütenâhi bir şey gibi görünür. Fakat yaklaştın mı, beş on motifin ve modanın içinde kalırsın; yahut doğrudan doğruya bazı hayat şekillerine girersin. Klasik, yahut yüksek tabaka kültürü, ondan birçok yerlerde kopmuşsun... ve zaten sıkı sıkıya bağlı olduğu medeniyet yıkılmış.”