Tanpınar çok özel bir yazar gerçekten. İncelemenizi tamamladığımda içimden kitabı okumaya dair öyle büyük bir istek geldi ki, eğer elimde olsaydı çoktan açıp başlamıştım okumaya:) Saatleri AE’nü bitirdiğimde birkaç gün etkisini atamamıştım üzerimden. Gece rüyamda dahi o kitaptan sahneler gördüm:) Kitap muhteşem mesajlar verdiğinden değil, bahsettiğiniz o üslup, o içine çekme, içselleştirme hali neden oldu buna. Siz de zaten bu ‘kitapta yaşama’ halini çok güzel yansıtmışsınız.
Sayfa91’den yaptığınız alıntıya bayıldım. Kitap okuma eylemine dair kafamda oluşan ama bir araya getirip kelimelere dökemediğim düşünceyi birebir yansıtıyor. ‘Mesele okuduklarımızın bizi bir yere götürememesinde’ belki de...
Daha da pek çok güzel düşünce ve alıntı var incelemenizde. Hangisini konuşmaya başlasak saatlerce bitiremeyiz:) Sesli okuma hakkında söyledikleriniz de çok güzel bir detay. Bazı kitaplar okunmaktan öte, kendini dinletiyor sanki...
Huzur benim için artık çok daha değerli hale geldi. Okumak için doğru bir zaman seçmek kaldı geriye. Çünkü ben de sizin gibi ağır ağır, geriye döne döne, tadını çıkara çıkara okumak istiyorum bu kitabı...
Bu dopdolu inceleme için çok teşekkürler Ayşe Hanım... Edebiyatın o kendine has tadını sadece kitaplarda değil, bazen de böyle güzel metinleri okurken alıyoruz... Emeklerinize sağlık...