Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

124 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Hayatı 8 Sayısı Üzerine Yorumlama Küçüklüğümden beri sayıların yazılışına ciddi bir takıntım var. (itiraflı başlangıç :) ) Zaman geçtikçe bu takıntım bazı sayılar üzerinde daha da yoğunlaştı. En özel sayı da 8 benim için. 8 sayısını yaşam döngümüze çok benzetiyorum: *Başlangıcı ve bitiş noktası aynı. *Kavislerden oluşuyor, *İki parçalı; doğum anımız ve ilk kıvrımdan sonrası olgunluk dönemimiz. *Ne yaparsak yapalım başladığı noktaya geri dönmek zorunda, kalemin ilk lekesi son lekesine karışır; etraflıca düşünüp nasıl yaşadığımızın hesabını tutacağımız zamanlar. Terazi dengesi, sahi ne alemde? *Kafasına vurup yere yuvarladığımızda karşımıza sonsuzluk sembolü çıkıyor. Doğma, büyüme, olgunlaşma, yaşlanma, ölüm. Ölüm, apayrı bir başlangıç. Sonsuzluğa açılan kapı. Vs vs. tüm bunlar ‘’hayat’' tanımı yapılacak olsa içine katacağımız belirgin özelliklere çok uygun. Bu yüzden hayat bir sayı olsa bu sayı 8 olurdu! :) (çok iknayım buna) Yaşamın son evreleri, yaşlılık. Hani Erikson diyor ya ‘’Benlik Bütünlüğüne karşı Umutsuzluk‘’. 8 sayısının ikinci dönemeci, şöyle mi demeli ya da son yokuş. 13 öykü, hepsi bu çatışmayı yaşıyor. Her biri son yokuşu farklı hızlarla farklı yollardan çıkıyorlar. Hayatın amacını sorgulayan, yaraları olan, beklemek kelimesinin hakkını icra eden, ölümü özleyen- özendiren bir sürü karakter var içinde. Tüm kahramanlar sanki birbirini tanıyor. Kitap öyle bütün ki konudan hiç kopmadan ilerliyor. Kimisi 8 sayısının ilk dönemecine varmadan, kimisi son düzlükte yığılmış kalmış. Bazılarında hayat aniden duvara toslamış. Yaşam bir anda sona atlamış. Zaten her şey ani olur. Ya da şöyle mi demeli; beklenmeyen şeyler çabuk olur. Hep bir varoluş üzerine sorgulama, yaşamı hep bir terazide ölçme tartma var. Bakınca kasvetli, bunaltıcı görünse de okundukça samimiyeti geçiyor, yaşantıya ortaklık başlıyor. Yaşam döngüsel bir süreç. Başladığımız noktaya öyle ya da böyle geri dönüş, tıpkı 8’i yazan halimiz gibi buna mecburuz. Öyküler de böyle hayat gibi, 8 gibi. Yerli yerinde. Tamamlandığında hiç olmamış gibi. Yapaylık yok, damla damla birikmiş gerçeklik var. İlk öykü ‘’Sözcükler’’, kendi öykünü kendin yazmalısın, alfabe önünde hadi başla diyor yazar. Güzel düşünmüş; İlk öyküden sorumluluğu vermiş, ne yaşarsan hepsi senin meziyetin diyor. Nasıl anlarsan, nasıl algılarsan öyle bu öyküler. At bu sözcükleri bir kenara lazım olacak sonra :) ‘’Taşra Fragmanları’’ başladığı noktaya geri dönüyor. Bak nasıl da benziyor yine 8’e. Yol boyunca tüm değişikleri gösteriyor ama yolun sonunda her şey hiçbir şey gibi. ‘’Sessiz Konuşmalar ve Hikayenin Çağrısı’’ varoluş üzerine güzel olumlamalar yapıyor. Erikson’un karşıtlığında olumluya tutunuyor kendilerince bir çıkış bulmaya çalışıyorlar. ‘’Süt Kokusu, Mürekkep Lekesi, Karanlıkta Bir Nokta’’ Özlemek kaybettiğini bilmektir. Kaybedince değerlenir çoğu şey. Yalnız insan sanırsın ama değil, neyi kaybetsen canın az biraz onda kalır. Ölmeyi çok isterken kaybetmek de buna dahil mi peki? ‘’Hayatım bir film şeridi gibi aktı gözümün önünden’’ böyle bir tabir var. Yaşayanlar bilir ben bir kez yaşadım, garip bir his. İnsan neleri nereye koyduğunu çok daha iyi anlıyor. Belki böylesi haller tam da bunu görebilmek için yaşanıyor. ‘’Bekleyiş Fragmanları’’ okurken boğazımda bir düğüm. Okumak fiiline görmek, hissetmek katılmış. Parça parça her bir yaşantıyı izliyorsunuz. Bir sinema filmi gibi, sahne değiştikçe his derinleşiyor. ‘’Bugün Geçti Mi?’’ Zaman kaymasıyla metnin taşlarını yerinden oynatıyor. Usul usul ilerlerken sağlam bir kayma yaşanıyor. Zamanın durduğunu düşünürken bir anda başka bir zaman başlıyor. Kitabın bütününe hareket katıyor, ölü toprağı şöyle bir kenara silkeliyor. ‘’Sesler Ve Öteki Sesler’’ ‘’Ah yaşlılık! Seni sadece bir sözcük sandım.’’ Çok şey anlatıyor bu cümle. En başta sesleri ve sözcükleri teslim etmişti yazar, boşa değil bak bu. Oturup yeni baştan düşünmek şu cümlenin içini doldurmak bize kalıyor. Birden fazla öyküden oluşan kitaplardaki en büyük sorunsal, bağlamsal ilerlememesi. Bir yerden sonra böylesini okumak sıkıyor ya da yoruyor. Öykü deyince önce şöyle bir bakmak düşünmek gerekiyor. Zor mevzu çünkü yazmak da okumak/okutmak da çok zor. Tek tip yazılmamış ‘’Ansızın Hayat’’ farklı pencerelerden aynı konuyu ele almış, metnin ritmine zeval vermeden ilerliyor. Üzerinde düşünülmüş, çok şeffaf, asla sıkmayan, yormayan bir havası var hepsinin. Baştan söyleyeyim ama çok yaralı. Baştan sonra yara ve yaraya kabuk olma durumuyla burun buruna kalacaksınız. Yara bandı olur mu bilemem ama belki yara bandı ile takas edebilirsiniz sözcükleri. :) Keyifle…
Ansızın Hayat
Ansızın HayatNecip Tosun · Hece Yayınları · 2014111 okunma
··
92 görüntüleme
Meltek okurunun profil resmi
Vay canına. Bu hayatta içimi umut ve mutlulukla dolduran şeylerden biri de hayata bambaşka açılardan bakan insanlar görmek, bulmak, tanımak. Kitap okumayı da bu yüzden seviyorum işte. Yahu diyorum bazen o nasıl bir bakış açısı? Bu cümleyi kurmak benim için inanılmaz bir mutluluk kaynağı. Neyseki 1k'da da bol bol karşılaşıyoruz bunun örnekleri ile. 8'e bakınca bunları düşünen bir insan, doğaya bakınca neler neler düşünmüyordur ki? Kocaman sarılasım geldi yahu :) Varolun.
Melike okurunun profil resmi
Ben ne kadar samimi bir yorum okudum böyleee :) teşekkür ederim. Ah! Doğa deme bak bilen bilir şuraya sırlarımı döküverirler. :D Hissiyatımla ben de sarılıyorum sana Meltem, yüzümü güldürdün sağ olasın :))
Bu yorum görüntülenemiyor
Esther. Sema okurunun profil resmi
‘’Süt Kokusu, Mürekkep Lekesi, Karanlıkta Bir Nokta’’ Özlemek kaybettiğini bilmektir. Kaybedince değerlenir çoğu şey. Yalnız insan sanırsın ama değil, neyi kaybetsen canın az biraz onda kalır. Ölmeyi çok isterken kaybetmek de buna dahil mi peki? Burası beni benden aldı. Gerçekten öyle. Kaybedince özlem duyarız. Bu kavram zamansa geri dönmek isteriz. Kişi ise gelsin tekrar deriz. Elimizde olan şeylerin kıymetini bilmeyiz. Daha çok, daha iyisi olsun diye diye kendimizi yer bitiririz... Elinize sağlık. Keyifle okudum:)
Melike okurunun profil resmi
Teşekkür ederim :) insan olanın bir kusuru mudur nedir, herkeste az biraz var bu durum :)
zeyneb okurunun profil resmi
Emeğine sağlık melike. Artık ne zaman bitirecek de yazacak incelemeyi diye dört gözle bekliyordum. Keyifle okudum. Eminim kitap da öyledir, yazarın dilini beğenmene ayrıca sevindim; çünkü Necip Tosun:)) ve tabii artık sıra bende :))
Melike okurunun profil resmi
Ertelememekle iyi yapmışım kesinlikle, öyküye bakışımı bilirsin :) senin de beğeneceğini düşünüyorum çünkü Necip Tosun ;)
1 sonraki yanıtı göster
Çiçek okurunun profil resmi
8 rakamı bakış açısına göre çok değişen ve anlam katan bir sayı.Kimisi için ortadan bölündüğünde“ 0 ”sayısını kimisi için ise “O” harfini ve aynı zamanda “S” harfinide ortaya çıkartabilyorsun daha da çoğaltılabilir, belkide herşeyin sıfırdan “Sevmekle” başladığını anlatıyordur :)Emeğinize sağlık:)
Melike okurunun profil resmi
Bu güzel katkınızı gözden kaçırmışım Çiçek Hanım, özür dilerim 🙈 Her yere 8 yazsak ve bu güzel mesajınızı evrene yaysak ne güzel olur. Ortak bir mesaj veririz. Ben 8 sayımın anlamına bu katkınızı ekledim artık her yazdığımda aklıma gelir. Teşekkür ederim:)
Çiçek okurunun profil resmi
Rica ederim Melike Hanım teşekkürler :)Bütün evrene bu mesajı yaysak ve güzelliklerle dolu bir evren düşüncesi bile beni benden aldı teşekkürler:)
Melike okurunun profil resmi
O zaman başlayalım 🤗
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.