Gönderi

Fazla Ürkütücü Lanet Girsin Karabasanvari
LETHIFOLD (CANSARAR) (Canlı Kefen olarak da bilinir) S.B.S.: XXXXX Cansarar yalnızca tropik iklimde yaşayan ve neyse ki az bulunan bir yaratıktır. Bir buçuk santim kadar kalınlıkta (eğer kısa süre önce bir kurbanı öldürmüş ve hazmetmişse, daha da kalın) siyah bir pelerine benzer, geceleyin yerde kayıp gider. Bir Cansarar'a ilişkin olarak sahip olduğumuz ilk bilgi, 1782 de Papua Yeni Gine'de tatil yaparken bir Cansarar saldırısından kurtulacak kadar talihli olan büyücü Flavius Belby tarafından kaleme alınmıştır. Sabahın birinde nihayet uykum gelmişti ki, yakınlarda hafif bir hışırtı duydum. Kapının dışındaki ağacın yapraklarıdır herhalde diyerek yatakta döndüm, sırtımı cama çevirdim ve yatak odamın kapısının altından içeri kayan, biçimsiz kara bir gölgeye benzeyen bir şey gördüm. Hareketsiz yattım ve, uykulu uykulu, sadece mehtapla aydınlanan bir odada böyle bir gölgeye ne yol açabilir diye tahmin etmeye çalıştım. Şüphesiz, benim kıpırdamadan durmam, Cansarar'ın muhtemel kurbanının uyuduğuna inanmasına neden oldu. Gölge, beni dehşete düşürerek yatağıma tırmanmaya koyuldu, hafif ağırlığını üstümde hissettim. En çok, dalgalanan siyah bir pelerine benziyordu. O yataktan yukarı bana doğru kayarak gelirken, kenarları belli belirsiz kıpırdanıyordu. Korkudan kaskatı kesildim, dimdik oturmadan önce çenemde onun yapışkan ve soğuk dokunuşunu hissettim. O şey beni boğmaya çalıştı, amansızca yüzümden, ağzımla burun deliklerimden yukarı tırmandı ama ben mücadele ettim, bir yandan da soğukluğunun üzerimi sardığını hissediyordum. İmdat diye bile bağıramadım, el yordamıyla asamı aradım. O şey kendisini yüzüme yapıştırdığı için başım dönüyordu, nefes alamıyordum, bütün dikkatimi Sersemletme Büyüsü üzerinde topladım ve sonra da –bu büyü, yatak odamın kapısında bîr delik açtığı halde yaratığa boyun eğdiremediği için– Engelleme Büyüsü'ne başvurdum. Onun da bir faydası olmadı. Hâlâçılgıncasına mücadele ederek yana doğru yuvarlandım, güm diye yere düştüm. Şimdi Cansarar beni tam olarak sarmıştı. Nefesim kesilirken, bilincimi tamamen yitirmek üzere olduğumu biliyordum. Umutsuzluk içinde, enerjimin son kırıntılarını topladım. Asamı kendimden uzağa, yaratığın öldürücü kıvrımlarına tutarak ve yerel Tükürenbilye Kulübü Başkanı seçildiğim günün anısına tutunarak, Patronus Büyüsü'nü yaptım. Neredeyse o anda, yüzümde temiz hava hissettim. Yukarı baktığımda o ölümcül gölge, Patronus'umun boynuzları üzerinde havaya fırlatılmıştı. Odanın karşısına uçtu ve hızla kayarak gözden kayboldu. Belby'nin bunca dramatik şekilde açıkladığı gibi, Cansarar'ı püskürtecek tek büyü, Patronus'tur. Ancak, genellikle uyuyan kişilere saldırdığı için, kurbanlarının ona karşı herhangi bir sihirden yararlanacak fırsatı bulması zordur. Avını başarıyla boğduktan sonra, Cansarar yemeğini oracıkta, onun yatağında hazmeder. Sonra da evi eskisinden biraz daha kalın ve şişman bir halde terk eder, geride ne kendisinden, ne de kurbanından bir iz bırakır.
·
10 görüntüleme
barış okurunun profil resmi
Kitabın adı iyiymiş, bağcılar civarında da bol miktarda bulunur bu canavarlardan
Letafet Hanım okurunun profil resmi
😃 Uyanık bir Muggle'sın ne hoş..
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.