Harika bir Mustafa Kutlu klasiği.... Hep güzel bir bahçem olması hayaliyle yaşayan biri olarak Kutlu'nun canlı tasvirleriyle sanki o bahçeyi kuran benmişim gibi yaşayarak okudum. 50'li yılların köy - kent algısını, genç neslin köyü, öz yaşam biçimini bir tarafa atıp hayata tutunabilmenin tek yolunun, taşının toprağının altın oluşundan hareketle İstanbul'a kapağı atmak olduğu gerçeğini gözler önüne seriyor.