Nitekim Duchamp'ın ölümünden birkaç ay sonra 1969'da Phila- delphia'da Veriler sergilenir. İçine girmesi olanaksız bir mekân tasarımıdır bu, çünkü ağır İspanyol bir kapı tarafından perdelenir ve seyircinin anahtar deliğinden iki büklüm içeri bakmasını gerektirir. Peep- show çağrışımı barizdir. Büyük Cam'dan farklı olarak yüzü görünmeyen gelin gerçekten çıplaktır bu kez, 150 vatlık bir ışıkla aydınlatılmış, elinde ışık tutmaktadır. "Çıplaklığa soyunmuş gelinin doyum önceki halidir"görünen, gelinin bacakları sonuna kadar açıktır. Koltuk altının tüylü olmasına karşın gözleri kaçırması olanaksız tüysüz bir vul-vayla karşılaşır bakış; Bataille'ın eril imgeleminin aksine bu kez elinde tuttuğu ışıkla boşalan, kadındır. Dudaklar şişmiş, vajina açılmıştır. Anahtar deliğinden bakan göz, kendini çıplak olarak soymuş ya da kendini çıplaklıkla perdelemiş bir kadınla karşılaşır: Kadının boşalma anından daha çok soyunabileceği bir an yoktur. Boşalmak, içindeki gizlilik çekirdeğinden bile feragat ederek görünenin ardında soluk alan kendi görünmeyenini, arzulayan göze bağışlamak demektir. Ne var ki kendini arzuladığı erkeğin maskesiyle beraber maskelemeyen boşalma anının çıplaklığı bile, kadın tarafından sahnelenen bir perdedir. Kadın boşalırken kendi çıplaklığa soyunuşunu ve teslimiyetini göze getirmekte, kendini teslim olma perdesiyle perdelemekte, içindeki gizli-öte'nin yokluğunu çıplaklık perdesiyle ikame etmektedir. Yüzü görünmeyen kadın, aslında kendi çıplaklığa soyunuşunu seyretmekte, içindeki gözlemci bakışla kendini gözlemekte, çıplaklığı perdeye dönüştürmektedir. Peep-show'da eril bakış için eyleyen kadının, dahası kendi imgesinin seyredilişini seyreden kadının varoluşu budur: Kadının içindeki gözlemci erildir, kadını gözlemektedir.13 Kadın, boşalma anını çıplaklık olarak eril bir bakış için örgütlemekte, eril bakışın iştahını doyurarak kendi doymak istemektedir. Kendini çıplaklıkla perdeleyen kadın gerçekten çıplaktır çünkü, içindeki oyuk boştur, göründüğünün ötesinde sunabileceği bir şey yoktur - onun yapabileceği, erkeğe kendi bakışını vermekten başka bir şey değildir. Kadın ancak erkeğin bakışı sayesinde doyuma ulaşabilir; erkeğin bakışını doğurduğu an içindeki boşluk dolacaktır. Kadının arzusu erkek değil, erkeğin bakışıdır. Duchamp' m yaptığı, dahiyane ve bayağı bir biçimde kadının kendini çıplaklıkla perdelemesini kendinden çıkarmak ve çıplaklığına soyunmuş bir kadının çıplaklık perdesini bakışa sunmaktır. Bir bakıma Veriler: 1. Şelale 2. Aydınlatıcı Gaz, Iç Görünüm, pornografi dersi gibi bir imgedir - Konu: Bakışın pornografisi, Ders: Bir. Çıplaklığa soyunmuş kadın, bakışın kendini ve bakışın pornografisini göze getirir. İmge ile göz birdir. Birliği vurgulayan anahtar deliğinin bu türden bire bir ve ucuz kullanımı, aslında bayağılığın da basitliğin de ötesindedir: Çiğliktir. Ama anahtar deliğinden bakan göz, kadına baktığı an, çıplaklığa soyunmuş bir kadının "imge" tarafından çıplaklık perdesinden soyunmasına yine de tanıklık edebilir. Bu, bir yanıyla imgeyle gözü çakıştıran pornografik bir imgeyken diğer yandan imge ile göz arasına mesafe koyan bir imgedir. Aynı anda pornografiktir ve pornografinin tersinlenmesidir. "Bakışı çeken vulvanm kendi midir, yoksa burada vulva mı bakış olarak belirlenir?"14Ama eğer seyirci bunu yapamazsa, anahtar deliğinden bakan erkek pornografik bakışa tanıklık edemez ve gördüğü imge, çıplaklığa soyunmuş bir kadın olarak kalırsa, o zaman eril bakış, sözcüğün gerçek anlamıyla nesnesel bakışa indirgenir: İmgenin sunduklarını görmez, sadece vulvaya bakar. Vulvanın kendini, çıplaklık giyinerek perdelediğini ve tam bu noktada çıplaklaştığını ayırt etmez, edemez. Kadının teslim olduğunu, boşalmakta olduğunu, boşalmanın çıplaklık olduğunu düşünür o, röntgencileşir. Sahneye konan görünümün figüranlarından biri olduğunu aynmsayamaz seyirci. Oysa kadının teşhirciliği, erkeğin bakışını hesaba katması temelinde örgütlenmiştir ve imgeyle bakışın örtüşmesi ancak bu sayede gerçekleşebilir. ZiZek'in sözünü ettiği nesnesel bakış budur işte; buyurgan ve egemen olduğunu sanan ve anahtar deliğinden gözleyen erkek, vulvanm bakışı tarafından yönlendirilir, biçimlendirilir, belirlenir. Perdenin kendini perdeleyişini göremediği, perdenin olmayan bir gizli-ötenin yokluğunu gizlediğini, gizli-öte'nin kendi içindeki bakış arzusu dışında bir şey içermediğini fark edemediği için pornografik bakışa tâbi olur, pornografinin kölesi olur. Bilinçdışı da denetlenebilir; bilincin dışı, zaten ona bakan vulvanın ezberini sürdüğü için rüya gördüğü an bile masum değildir, simgeselliğin ezberidir, bakışın düzeniyle kirlenmiştir. Dahası, "bilinçdışı" diye bir şeyin olmadığı bile söylenebilir; bakış sayesinde doyurulan boşluğun kendisidir o. Kapalı kapılar ardında bacaklarını açan kadının çıplaklığından bakış çıkarıldığı zaman geriye kalan bir şey yoktur. Vulvanm, tanrının kendini temâşa ettiği göz ya da tarihin kendine baktığı görü gibi kendini erkeğin bakışıyla eşitlemesinin nedeni, gösterecek ve gizleyecek bir şeyinin olmamasından kaynaklanır. Duchamp, NIMA'ya uzanan süreci betimlemiş gibidir.