Tüm serserilerin arkadaş canlısı olduğunu, ya da daha çok, üniversite yıllarımda fark ettim. Kendi hayatımda yakalamıştım. Hatta, adını bile koymuştum. Üniversite arkadaşlıklarımla kıyaslayıp bol bol üstünde düşünmüş ve gerçekten kristalize edebilmiştim kendim.
Yıllar sonra öğrendim ki, soyadı zor Arthur ta 1840'larda söylemiş. Gerçi başına, yalnızlığı besleyen duygunun aristokratik olduğunu da eklemiş. Neyse.
Demek ki, bizim Eco haklıymış. Hani demiş ya, bu gök kubbe altında söylenmemiş bir laf kalmadı, diye.
Post-modern edebiyat biraz da Eco'nun bu tespitine bakar. Eco ve OP Boğaziçi Ü.nde bir konferans verdiler birlikte. Bizim her şeyi ama çoğunu yanlış bilen gasteciler ve edebiyatı daha bilmeyen eleştirmenler, Eco'ya, biliyon mu Eco, bu Orhan senin kitaptan intihal yaptı demeye getiriyorlardı.
Adam gülümsedi sadece. Sonra da, intihal öldü diyen bir seyirciyi alkışladı.
Yazınız aklıma neler getirdi. Aklın absürt işleyişine hep çok şaşırdım. Halbuki şaşırmanın kendisi absürt.
Kaleminize sağlık.