Gönderi

Bir akşam limanda yürüyüşe çıktım; Buenos Aires’te yaşarken edindiğim bir alışkanlıktı bu; yelkenlilerin, eski tuğla tersanelerin, vinçlerin, gemilerin, denizcilerin ve martıların arasında dolanırdım. Ne zaman oraya dönsem yapardım bunu; sanki bir şehrin sırtında ve önsözünde taşıdığı bir gençlik kitabının sayfalarına dönmek gibiydi. Fakat burnu havada lokantalar, çatı katları, kafeteryalar ve kapıcılar buldum karşımda; hepsi öylesine değişmiş, gururla sunulmuş ve fena halde pahalı bir dünyaya aitti ki fırlatılmış bir taş gibi kaçtım oradan.
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.