Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

232 syf.
7/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Mustafa... Yıllardan beri kitaplığımda duran, bir türlü okumaya fırsat bulamadığım, Atatürk'e ilişkin bir araştırma yazısı. Araştırma yazısı dediğime bakmayın, bu kitabın belgeseli bile yapıldı. Hatta belgeseli izlenme rekorları kırarak kitabının önüne geçti. Can Dündar ile ilgili de birkaç şey söylemeden kitabın incelemesine geçmek istemiyorum aslında. Gerçi birkaç şey değil, bir sürü şey söylemek, tartışmak istiyorum; ama kolaylıkla herkese "vatan haini" veya "Fetöcü" damgası vurulabilen böyle bir dönemde Can Dündar ile ilgili güzel bir şeyler söylemekten imtina ediyorum. Zira Can Dündar öyle bir insan ki, hemen hemen toplumun bütün kesimlerince sevilmeyen biri. Muhafazakarı da milliyetçisi de cumhuriyetçisi de sevmiyor adamı. Şahsen bu durumun sebebini, Can Dündar'ın iyi bir gazeteci olmasına bağlıyorum ben. Siz bağlamıyor olabilirsiniz, saygı duyarım. Can Dündar'a vatan haini(Pardon siz vatan haini Can Dündar mısınız?) diyebilirsiniz ya da son dönemin moda tabiri ile Fetöcü(Fetö ile işbirliği yaparak mit tırları haberini yapan Can Dündar) de diyebilirsiniz. Fakat benim böyle düşünmediğimi bilmenizi isterim. Bu noktada Can Dündar'ın kendisine Fetöcü diyenlere verdiği şu cevabını paylaşmakta fayda görüyorum: (sendika62.org/2016/07/can-dun...) Kitaba gelirsek, yayımlandığı dönemden itibaren büyük tartışmaları da beraberinde getiren, Atatürk'ü sevenler ile Can Dündar'ın yollarını ayıran bir eser olmuştur. Nasıl olur da Atatürk'ü seven Can Dündar'ın Atatürk ile ilgili yazdığı bu kitap Atatürkçüler ile arasını açar? İşte bu kitabın püf noktası da tam olarak burada. Can Dündar, Mustafa Kemal'i anlatırken tüm çıplaklığı ve insani yönleri ile önümüze sunmayı tercih etmiş. Böyle olunca da Atatürk'ü taparcasına seven insanların pek tabii tepkisini çekmiş. Gerçekten de kitabın içerisinde Atatürk ile ilgili rahatsız edici bazı bilgiler mevcut. Hatta Atatürk'ün bir diktatör olarak önümüze sunulduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Atatürk'ü seven bir birey olarak bu tür bilgiler beni rahatsız etmedi açıkçası. Çünkü kulaktan kulağa dolaşan bazı söylentilerin gerçeklik payı olduğunu biliyordum. Can Dündar da gerçekleri gizlemeden ortaya dökmüş. Dediğim gibi, böyle olunca da ciddi tepki çekmiş. Mesela Yılmaz Özdil'in eleştirisini bu noktada sizlerle paylaşmak istiyorum: "Sarhoş. Kafayı bulunca ağlayan... Hoyrat. Soğuk. Kalpsiz. Çevresine eziyet eden... İtiraz edeni asan... Arkadaşlarını satan... Milletten bihaber. Hatta milleti küçümseyen... (..) Batı hayranı. Sefa düşkünü. Zampara. Cephede bile karı-kız düşünen... Savaşmadığı için sıkılan... Ordu varken, çete kurmaya kalkan... Devrimleri intikam için yapan... Dinsiz. Kendi heykellerini diktiren... Megaloman. Bencil. Günde 3 paket sigara içen. Usul usul intihar eden... Yalnız. Çaresiz. Basiretsiz. Zavallı bir adam. Mustafa’daki Mustafa bu. Hak edilmiş bence Oscar... En azından Nobel." (Hürriyet / 4-11-2008) Gerçekten de kitapta anlatılan Mustafa Kemal Atatürk, Yılmaz Özdil'in eleştirdiği gibi gösterilmiş. Aslında kitap, Atatürk’le ilgili yeni ya da hiç bilinmedik bir şey söylemiyor. Hepsi daha önce Atatürk hakkında yazılan kitaplarda olan şeyler. Fakat bazı bilgilerin hepsini bir arada okuyunca insan, haliyle şaşırıyor. Örnekler vermek gerekirse, bir kadının Atatürk yüzünden intihar etmesi, sol gözünün köre yakın derecede kötü görmesi, “Dağ başını duman almış” marşının ilk ne zaman öğrenildiği, kıyafet yarışmasında birinci olduğu, Türkiye’de kadınlı erkekli yapılan ilk düğünün damadı olduğu, evliliğinden pişman olduğu, içkiye ve sigaraya düşkünlüğü, sabahlara kadar eğlenmesi, kimsenin onunla görüşmek istememesi, dogmalara karşı çıkması, yaşarken heykellerini diktirmesi, en yakın arkadaşlarının idamını istemesi, tekrar evlendiği için annesine kızgın olması, karanlıkta uyuyamaması, eğlenceyi sevmesi, çocukluk travmalarını atlatamaması, basit ve sakin bir yaşama öykünmesi, kendine yapılan kötülüğü unutmaması, kindarlığı, gerektiğinde görüşlerini paylaşmadığı insanlarla da işbirliği yapması, yüksek egolu olması, acımasız kararlar alabilmesi ve sonuç olarak da mutsuz ve yalnız kalması gibi... Bütün bunların yanında, asteğmen Kubilay'ın katledilmesinden sonra Atatürk'ün "Menemen'i lanetli kent ilan edip yakın!" talimatı, Şeyh Sait ile 46 müridini Diyarbakır'da astırması, en yakın arkadaşlarının bile idam edilmesini istemesi gibi olaylar bir arada anlatılınca insan haliyle "Ne oluyoruz yahu?" diye soruyor. Bazı şeylere inanıp inanmamak ya da gerçek olup olmadığına karar vermek sizin vicdanınıza veya inancınıza kalmış. İşte bu sebeple tarihe ve tarihi karakterlere hep tereddütlü yaklaşmışımdır. Çünkü tarih her zaman siyasetçilerin elinde kolaylıkla değiştirilmiştir. Gerçeğin ne olduğunu ise asla bilemeyeceğiz. Nitekim, Mustafa Kemal Atatürk'ü farklı yönleriyle de tanımak isteyenler için ideal bir kitap. Hatta öyle bir kitap ki, Atatürk'ü taparcasına sevenler ile Atatürk karşıtlarının ortak sevdikleri bir kitap olabilir. Okumayı bilene ve ayrıntıları yakalayabilene çok şey anlatabilecek bir eser. Tavsiye eder miyim? Bu konuda bir şey söyleyemem size. Tavsiye edersem, belki ileride Fetöcü ilan edilebilirim. Kararı tamamen sizin hür iradenize bırakmakta fayda görüyorum.
Mustafa
MustafaCan Dündar · NTV Yayınları · 2009258 okunma
··
185 görüntüleme
Kaan okurunun profil resmi
Can Dündar benim açımdan abd bayrağını üzerine örtüp uyurken çektirdigi fotoda bitmişti. Kendisini hiç sevmem. Ama sizi hain falan ilan etmem tabiki :)))) guzwl bir inceleme olmuş :)
Semih Doğan okurunun profil resmi
O fotoğrafla ilgili bir açıklaması var tabii; ama doğru mu söylüyor yalan mı söylüyor bilemem :) Teşekkür ederim.
3 sonraki yanıtı göster
Ayça okurunun profil resmi
Kendi düşüncelerinizle harmanladığınız bir inceleme olmuş. Her insanın iyi olduğu kadar kötü yönleri de var.Biz insan oğlu ne yazık ki tek taraflı yargıyı seviyoruz. Atatürk de en nihayetinde bir insan.Hataları olduğu kadar başarıları da var.Gri alanları da görebilmek lazım.Can Dündar iki tarafıda bir potada eritebilseydi belki de bu kadar kutuplaşmaya sebep olmayacaktı.
Semih Doğan okurunun profil resmi
Söylediklerinize katılıyorum. Can Dündar işte öyle bir şey yapmamış. İki tarafı da bir potada eritseydi bu kadar konuşulmazdı ama :)
Okur okurunun profil resmi
Uzunca bir yorum yapmak istedim fakat sonra vazgeçtim. Sinan Meydan'ın Sarı Paşam kitabını da okuyun derim. O da Atatürk'ü farklı anlatmış,anlatmak istemiş. Tabii ki Can Dündar'ın anlattığı gibi değil. Ben çok eskiden okumuştum ve beğenmiştim. İlk fırsatta tekrar okuyacağım.
Semih Doğan okurunun profil resmi
Herkes kendi Atatürk’ünü mü anlatıyor yoksa? Önerinizi dikkate alacağım, teşekkürler.
Osman Y. okurunun profil resmi
Semih geniş bir değerlendirmede bulunmuşsun, mayınlı araziye girmişsin üstelik kolay değil :) Malesef toplum olarak kutsallaştırmakla düşmanlık etmenin ortasını bulmakta zorlanıyoruz zaman zaman. Yine de halkın büyük bir kesiminin böyle bir sorunu olmadığını, dengeli ve makul bakabildiğini düşünüyorum. Atatürk'ü kutsallaştırmak ayrıca sonraki pek çok siyasetçi için de bu yolu açmış oldu, elbette kurucu liderle bir tutmuyorum kimseyi, bu da haksızlık olur. Şahsen benim fikrim, doğrularının yanlışlarından fazla olduğu ve büyük bir borcumuz olduğu bu vatan için verdiği mücadele nedeniyle. İnanç olarak da kişinin kendisini ilgilendirir nasıl yaşadığı, açıkçası manevi değerlere sahip biri olarak şöyle düşünüyorum, Atatürk'ü sevmeyebilir, eleştirebilir insanlar ama "müslümanım" diyen bir insanın Atatürk düşmanı olmasını kabul edemiyorum ve imanından şüphe ediyorum. Belgeselini de yıllar önce sinemada izlemiştim, hatırladığım kadarıyla dediğin gibi çok eleştiri almıştı. Can Dündar konusuna gelirsek, Mit tırları ve sonrasındaki süreçte kesinlikle haksız ve evet vatan haini düzeyinde buluyorum, bunu da siyasetten bağımsız söylüyorum. Tabi herkesin fikrine de saygı duyuyorum. Uzattım ama biraz, teşekkürler inceleme için..
Semih Doğan okurunun profil resmi
Aynen dediğin gibi mayınlı arazi. Bir şeyler söylemeye çalışırken elime yüzüme bulaştırabilirdim :) Kutsallaştırmaya ben de karşıyım. Zaten o sebeple böyle bir yazı yazdım. Kutsallaştırmak, Atatürk’e en büyük kötülük olacaktır. Can Dündar ile ilgili ülkenin çoğunluğu senin gibi düşünüyor. Mit tırları sanırım Can Dündar için bir milat niteliğinde. Elbette düşüncene saygı duyuyorum. Fakat ben yapılanın bir “gazetecilik” olduğunu düşünüyorum. Çok teşekkür ederim değerli yorumun için.
Bu yorum görüntülenemiyor
Abdulkadir Cantürk okurunun profil resmi
İşte tam da böyle. Kahramanların da birer insan olduğunu biz çoktan unuttuk. Putlaştırmak meselesi çok çirkin bir şey ve bu yüzden Atatürkçü'leri, Kemalistleri çok fazla zavallı görmüşümdür. Nitekim yaklaşık 3 yıldan fazla bir süredir tarih dersi aldığım ve halen siyasi görüşü halkında en ufak bir fikir edinemediğim, son derece tarafsız anlatımıyla Mehmet Hocam bize hep şunu demiştir: Üç-Beş arkadaş önayak oldular. Küllerinden tekrar bağımsız bir yurdu ortaya çıkarmak için çabaladılar. Fevzi Çakmak, Ali Fethi Okyar, Mustafa Kemal, Kazım Karabekir, Rifat Bele gibi kimselerdi bunlar. Bir baş gerekti. Oturup günlerce bu ciddi iş üzerine konuştular. Sonunda Mustafa Kemal'i mücadelenin başına geçirdiler. Kendileri de önemli mertebelerde görev almışlardı. Zamanla ismine ne derseniz deyin (ben bir parça diktatörlük diyorum) sıkıntılar baş göstermeye başladı. Arkadaşlarından bağımsız bir Mustafa Kemal ortaya çıktı bir nevî. Kazım Karabekir; kendi dünya görüşüne, dine bakışına, sınırsız batı hayranlığına ve içindeki intikam duygusuna göre bu memleketi "şekillendirmeye" kalkan Mustafa Kemal'le yollarını ayırdı bir süre sonra. Çünkü ona göre bu topraklarda biz, yüreğimizdeki iman denen kuvvetle varolabilmiştik. Şimdi de yok oluyorduk." diye gider mesele. Sözün özü şu ki en yakın arkadaşlarının bile sert eleştirebildiği, insan olan, hataları olan, kötü de düşünebilen, vurdumduymaz da olabilen bir Mustafa Kemal yaşadı. Her şey salt iyi değildi, olmayacak da. Bir pür ü pak geldi geçti yalnızca, ismi Mustafa diye, O da bundan 1400 yıl önce sonsuz diyara göçtü. Kıyas yapmak bile ne yapacağını bilememek olur, acizlik olur. Şu kitabı okumayı, beğenirsem de çevreme deli danalar gibi koşturup okutmayı çok istiyorum. Aynı zamanda da Mustafa Kemal'e "şu frnalıkları yaptı, şu kötü işleri yaptı" diyen kimselere "onun da bir insan olduğunu, ne beklediklerini, peygamber mi arıyorlardı Mustafa Kemal şahsında" diye sormak gereği duymadan kitabı ellerine tutuşturmayı dört gözle bekliyor olacağım. İnceleme için eline diline sağlık :)
Semih Doğan okurunun profil resmi
Putlaştırmak ve ilahi bir statüye eriştirmek, Atatürk'e yapılacak en büyük kötülüktür bence de. Bizim onu anlamamız gerekiyor. Doğrularıyla yanlışlarıyla değerlendirip kendimize de yeni yollar çizmemiz gerekiyor. Çünkü Atatürk'ü anlamak dünyaya olan bakışımızı değiştirecektir. Söyledikleriniz biraz sert olsa da doğruluk payı var. Görüşlerinizi paylaştığınız için teşekkür ederim.
Hicret okurunun profil resmi
İnceleme yine de güzeldi👏👏 En azından görüşlerinizi çok güzel bir üslupla anlatmışsınız.
Semih Doğan okurunun profil resmi
Teşekkür ederim, beğenmenize sevindim :)
Requiem okurunun profil resmi
Kutsallaştırma hayatımızın her alanında var oldukça özgür birey ve toplum olamayacağız
Semih Doğan okurunun profil resmi
Doğru söylüyorsunuz. Ben de aynı fikirdeyim.
Okur okurunun profil resmi
Olabilirr. Öyle zaten. Herkes kendi Atatürk'ünü, kendi tarihini, kendi dinini vs anlatıyor. Bizler de akıl süzgecinden geçirerek, sorgulayarak bazılarını alıyoruz bazılarını atıyoruz.
Semih Doğan okurunun profil resmi
Katılıyorum. Herkesin Atatürk'ünü öğrenirsek belki en doğru Atatürk'e ulaşabiliriz...
19 öğeden 11 ile 19 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.