Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

144 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Bilge’nin Yorucu Karasu’larında
Sitede 60-70’lerin Türk öykücülüğü üzerine bir etkinlik (#34011871) düzenleyen ve değişim-gelişim konusunda özverili çabayla daha pek çok güzelliğe vesile olan
Erhan
Erhan
Bey’e teşekkürle ithaf olunur. Bilge Karasu, 1930 doğumlu İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü mezunu… burası işte beni çok heyecanlandırdı, en başta biyografisini okurken. Çünkü felsefe okumuş ve edebiyata girmiş kişilerden güzel, özgün eserler okuduk (Bknz. https://1000kitap.com/yazar/Ihsan-Oktay-Anar ,
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
,
Salâh Birsel
Salâh Birsel
) Biraz acaba da dedirtti ama. Çünkü bu, üslubuna yabancı olduğum Karasu’ nun, yorucu ve karmaşık bir tarza sahip olabileceği ihtimalini de doğuruyordu. Her iki beklenti de yerini buldu. Özgün ve biraz yorucu bir anlatımı var Karasu’nun, bu eserden edindiğim izlenime göre. Daha sonra yaptığım araştırmadaysa; Karasu’nun tek bir metinde farklı türleri iç içe geçirebilen başarılı bir yazar olduğunu, Hacettepe Üniversitesi Felsefe Bölümünde, henüz o zaman eğitim sisteminde yer almayan “metin okuma yazma“, “imbilim” ve “üst-mantık” dersleri vererek onlarca öğrenci yetiştirdiğini, ama aile kökeni ve tercihleri dolayısıyla edebiyat çevresinde istenilen kabulü göremediğini öğrendim. Yalnız ve yabancı adam nitelemelerine maruz kalan yazar, döneminde dikkat çeken ve öne çıkan eserler vermiş. Gelelim esere… Uzun süren bir günün akşamı nasıl olabiliriz? Yanıtını yazarın şu fotoğrafı çok güzel özetliyor: hizliresimyukle.com/image/yJwQ7 Evet, eseri okuduğumda ben de uzun süren bir günün akşamındaydım. Farklı bir deneyimdi. Eser, 1971 Sait Faik Hikâye Armağanı’nı kazanmış. Bunu görünce de, “acaba Sait Faik’in dünyaya pek eyvallahı olmayan o serseri ruhlu karakterlerinden bulur muyum?” sorusunu sordum ister istemez. Ama pek öyle olmadı. Kitapta biri uzun biri kısa olmak üzere iki öykü var ve ben uzun öykü üzerinde durmak istiyorum. Çünkü diğeri açık bir üslubun kullanıldığı, anlatı şeklinde ilerleyen bir öykü ve vasat nitelikte. Kitaba adını veren öykü; yalnızlık, inanç-inançsızlık, korku-cesaret ve pişmanlık temalarında ilerliyor. İki kısımdan oluşan bu öykü, iki keşiş üzerinden anlatılıyor. İlk kısım, Ada, Andronikos’u odağına alıyor. Baştaki tasvirlerle, öykünün ilerleyişini başarılı ve ilgi çekici buldum. An be an bir sal yolculuğu yaparak, bir adada yolu bulmaya çalışıyorsunuz. Bu sayede hikâyenin içine sanki mekân boyutuyla dahil olmuş oluyorsunuz. Ancak sonrasında zaman ikiye bölünüyor, Belirsizleşen ve kaygan geçişler yapan zamanı, Andronikos’un bilinci kontrol ediyor. Hikâye bir yandan ileri doğru ilerlerken bir yandan da Andronikos’un geçmişi hatırlamasıyla ani geri dönüşler oluyor. Bu geçişlerin belirsiz ve ani oluşu, okurun dikkatini gerektiriyor tabi. Ama nispeten ilk bölüm o kadar yorucu sayılmaz. Asıl yorucu kısım İoakim’ e odaklanan Tepe kısmı yani ikinci kısım. Bu kısımda yoğun bir imge, sembol ve metafor kullanımı var. İoakim’in tilkisinin dahi sembolik bir anlamı var. Ayrıca anlatım, kesif bir bilinç karmaşasının rehberliğinde ilerliyor. Bu bölümde anlatım tarzı olarak tercih edilen; sonunda üç nokta varmış gibi biten cümleler, ardı ardına gelen ucu kesik, yarım cümleler de anlatımı zorlayıcı kılıyor. İki bölümde de dikkatimi çeken ortak noktalar var. Karakterlerin ikisi de inancını sorgulayan, korkak, kendini arayan ama cevabı her ne pahasına olursa olsun bulma cesaretini gösterebilen bir yapıdalar. Kişilerin manevi karakteristikleri ve ruhsal durumları, fiziksel detaylarla da desteklenmişti, bu da ilgi çekiciydi. Sürekli tepelere tırmanmaya çalışan karakterler, bu yolculukta ayakları ve dizleri kan içerisindeyken aynı zamanda manevi olarak kendilerine karşı çok zor sınavlar vermekte, buldukları basit cevaplarla tatmin olmayıp kendileriyle çetin bir savaş vermekteler. Burada şairin dizeleri geliyor tabi akla; “bir düşü düşlere dalmaksızın kavrayarak bulutu kapsayarak açmadan buluta içtekini tanıdım Âdemoğlu kimin nesiymiş ter döküp soru sormak nereye sürüklermiş kişiyi.” Yolda olmak manevi olarak da değişim ve tekamülü simgeler. Yani yolculuk; yer değiştirme, insanın fiziki olarak bir yerden bir yere gitmesiyken, manevi olarak bir halden bir hale gelmesi, hayattaki konumunu etkileyecek ciddi karar değişimlerini de imler. Yolculuğa ve yolda olmaya ben bu yönden de bakarım. Burada da yazar, hikâye boyu karakterlere meşakkatli bir yolda olma haliyle, bizi bu manevi durumun fiziksel boyutunu da yaşatarak atmosferi tamamlıyor. Yine aynı şekilde, karakterlerimizin titreyen zayıf bacaklarla bu yola ve yolculuğa talip olmaları; korkak ve güçsüz olmalarına rağmen inançlarını sorgulayarak tüm hayatlarını alaşağı edebilmeye meydan okumalarını gösteriyordu. Narinlikteki kırılmaz güç, bu tabi mücadelenin de ne kadar çetin olduğunu gösteriyor. Sorgulamalar… Kahramanlık, efendi ve kölelik üzerine uzun felsefi sorgulamaları İoakim’in… Ve uzun süren bir günün akşamında sayıklaması İoakim’in “Yoruldum, Tanrı canımı almayacak mı daha?” Andronikos’un ise geldiği noktada sorduğu şu soru vurucuydu: “Tanrım! Sana inanıyor muyum?”
Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı
Uzun Sürmüş Bir Günün AkşamıBilge Karasu · Metis Yayınları · 20191,588 okunma
··
270 görüntüleme
Erhan okurunun profil resmi
Ben teşekkür ederim katkınız için, ben de başladım Bilge Karasu'ya, ama ilerleyemedim yoğunluktan çok fazla. elinize sağlık, güzel bir analiz olmuş.
Emin K. okurunun profil resmi
Rica ederim, ben çok araştırmadan dalıyorum böyle kitaplara artık ne bulursam içinde diye, sonrasında da inatla, kararlı bir biçimde ilerliyorum öyle sonu geliyor :) Elimden geldiğince de dikkatli okuyumaya gayret gösteriyorum, öylece de güzel oluyor. Bu kitabı da yıllar evvel bir şekilde eklemişim listeme. Şimdi bu etkinlik bahanesi oldu işin, sayenizde. 60-70' lerden şöyle bir taradım, payıma Bilge Karasu düştü, farklı bir deneyimdi, güzel oldu. Beğenmenize sevindim, teşekkürler :)
Bu yorum görüntülenemiyor
AYŞE okurunun profil resmi
Emeğinize sağlık. Bilgilendiren ve merak uyandıran bir inceleme olmuş.
Emin K. okurunun profil resmi
Teşekkürler, o zaman ne mutlu! :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.