Kitap Çiçek'in İstanbul'dan deyim yerindeyse arkasına bakmadan Roma'ya gitmesiyle başlıyor. İstanbul'u yaşadığı üzücü aşk birlikte arkasında bıraktığını sanan Çiçek, Roma'da yeni bir hayata başlamayı planlar. Ama, nafile... Bütün olumsuzluklar onu Roma'ya kadar takip eder. Ev arkadaşı, iş deneyimleri buna en büyük örnek. Silvia... Ben bu kadını çok sevdim. Kitaptaki en sevdiğim karakterdi. Çiçek'in de en büyük şansı Silvia gibi bir kadınla tanışıp ona sahip olması. Ve Silvia sayesinde hayatı yoluna girer. Aşk yok mu? Var tabii... Dom'la ilk tanışmaları ve aralarındaki atışmalar, her şeyin sinyalini verdi aslında. Dom'u çözmek zor. Buz gibi bir adam. Yani son sayfalarda biraz daha anlatmasaydı kendini sevmeyecektim onu. Aslında bu kitaptan beklettim çok yüksekti. Kitap bittikten sonra kala kaldım. Bekletimi çok yüksek tuttuğum için belki de bir boşluk oldu. Bekleneni karşılamadı. Birde dikkatımı çeken Çiçek'in ailesi olan ilişkisiydi. Kitapta ailesi olan ilişkisini neden ve sonuç olarak yer verilmeliydi diye düşünüyorum. Her aile kusursuz değil ama neden bu halde olduklarının sebebini öğrenmek isterdim.

Roma, Ben Geldim!Pınar Gencal · Ephesus yayınları · 2017560 okunma

·

8 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Aslı Açıkgöz (dreamwhite_s)