Gönderi

İnsan ağlaması maymunca bir biçimde başlar. Yavru maymunlar ağladıklarında, bir seri ritmik çığlık atarlar, ama gözlerinden yaş akmaz. Doğumdan sonraki ilk haftalarda insan yavrusu da aynı biçimde gözyaşı dökmeden ağlar. Ancak bir süre sonra, sesler verilen işarete gözyaşları da katılır. (...) Bunun türümüze özgü bir anlamı olması gerekir. Gözyaşı dökmek, her şeyden önce gözle görülür bir işarettir. Yanaklarımızın tüysüzlüğü akıp giden gözyaşlarının parıldamasına, dolayısıyla gözyaşlarımızın kolayca fark edilmesine yardımcı olur. (...) İnsan-annenin, diğer birçok türlerdeki anneler gibi yavrusunu temizleme güdüsü güçlüdür. Altını ıslattığında onu değiştirir, kurular. Gözyaşları da , sanki duygusal bir gerilim anında anneyle benzer bi yakınlaşma sağlamak için evrinmiş bir "altını ıslatma karşılığı" olabilir pekâla. Gözyaşlarının, sidik gibi bedendeki artıkları dışarı atmaya yardımcı olmak gibi bir işlevleri yoktur. Az miktarda salgılandıklarında, gözlerin temizlenmesini ve korunmasını sağlarlar, ancak oluk oluk akmaya başladıkları zaman toplumsal bazı işaretler vermekten öte bir işlevleri yoktur. (...) Gülümsemek gibi, gözyaşlarının da başlıca işi, görünüşe bakılırsa, yakınlaşmaya çağrıdır.
·
39 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.