Marcel proust, Kitabın birinci bölümünde geçmiş, şimdi ve gelecek arasında sürekli gidip gelerek, zaman dizilimini ve ilerleyişi yeniden ortaya koyuyor.Romanın başkahramanı bu bölümde tanıtıyor Proust Özellikle annesine olan bağlılığını.
İkinci Bölümünde Swann ve Odette arasındaki aşkı bu aşktan nasıl etkilendiğini ustaca anlatıyor, üçünde ve son bölümünde İtalya ve Fransa şehirlerinin sanatsal, etkileyici portresini çiziyor.
Sanata, müziğe büyük bir ilgisi olduğundan bir çok sanat eserinden ve sanatçıdan bahsediyor,Romanında müziği, estetiği, sanatı bu denli güzel yazan yazar okumadım açıkçası, romanı okuduğumda sanki yanında bir portre, karşısında piyona çalan piyanis ve ayakta duran kemancı varmış gibi hiss uyandırdı bana.
Kitabın ilk bölümünü zorlanarak okudum, sonra diğer bölümlere geçince biraz rahatladım diyebilirim. İkinci bölümde aşk, takıntı ve ihanete dair gözlemler güzeldi.
Dili ağır cümleleri takip ederken bayağı bir çaba harcamıştım ilk okuyuşumda, İkinci okuyuşumda yazarın kendine özgü olan yazımı beni kitabın içinde tuttu diyebilirim.
Proust’u gözünüz korkmazsa okuyup kendinizin karar vermesi daha doğru olur,uzun cümleleri, saatlerce anlatılanları seviyorsanız zaten beğeneceksiniz.