Gönderi

1062 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Herkeste farklı anlamları olan, herkesi farklı şekillerde etkileyen, eşi benzeri olmayan, tarifsiz, üzerine nice şarkılar, şiirler, romanlar yazılan bu büyülü duyguyu -aşkı- yaşadık, yaşıyoruz ya da yaşayacağız hepimiz. Peki Tolstoy'da nasıl dile gelmiş aşk bir de onun gözünden bakalım Anna Karenina ile. "Bence... bence ne kadar baş varsa o kadar da akıl olduğuna göre, ne kadar kalp varsa bir o kadar da aşk türü vardır." (sayfa 182) Kendine ve karşısındaki insana saygı duyan, aklından kalbinden geçirdiği her şeyi rahatlıkla paylaşabilen, güvenli ilişkiler yaşayabilenler ya da yeterince sevilmediğini düşünen, karşısındakinin duygularından emin olamayan, terk edilme korkusu yaşayan kaygılı ilişkiler geliştirenler... Anna Karenina ile tutkulu, kaygılı, mükemmel, kaçınan, arkadaşça gibi pek çok aşk ve bağlanma türlerini görebiliyoruz ve ilişkiler hakkında yorumlar getirebiliyoruz. Benim aşktan, bir ilişkiden veya evlilikten beklentim nedir? Beni ne mutlu eder? Kendimi nasıl bir ilişkide iyi hissedebilirim? gibi sorular sorup kendinizi de aşk ve evlilik konuları üzerine düşünüp tartacağınız bir kitap Anna Karenina. Anna Karenina-Vronskiy, Kiti-Levin, Darya-Stepan Arkadyiç ana karakterlerinden oluşan üç farklı ilişki bekliyor bizleri. Bu ilişkilerin içinde bana en sıcak, saf ve samimi hissettiren Levin'idi. Levin'in evlilikten beklentileri, kendini bulma çabaları, sürekli hayatı, varoluşu, dini sorgulaması ve en sonunda içindeki gücü, mutluluğu bulabilmesi beni gerçekten etkileyen nokta oldu. Birçok yorumda da Levin karakteri ile Tolstoy'un kendinden izler taşıdığı belirtilmiş. Aşk, evlilik konularının yanında ölüm, din, dönemin siyasi, toplumsal yapısına, yaşam tarzına, eğitimine, köy hayatına, kadın haklarına dair konular hakkında da düşünceler içeren güçlü bir eser Anan Karenina. Spoiler... Eveeet Anna Karenina... Nasıl anlatsam, ne söylesem bilemiyorum. Okuduğum her sayfada, her cümlede Anna'yı sevebilmek için çabaladım, çok uğraştım, bir yerlerden beni etkileyen, Anna'ya karşı hissiyatımı olumlu kılabilecek duygular bulmaya çalıştım ancak olamadı. Anna'yı kendisinin de başaramadığı gibi bağışlayabilecek bir şeyler bulamadım ne yazık ki. Anna sevmediği adamla yaptığı evlilik sonucunda kocasını aldatan ve bunun sonucunda kendini bir türlü affedemeyen, bunun için sebepler arayan fakat kendiyle yaptığı hesaplaşmalardan mağlup çıkan ana karakterimiz. Bir yandan ben genç, güzel bir kadınım, aşka gereksinimim var, mutsuz olamam diyerek kendini rahatlatmaya çalışıyor bir diğer yandan da ben kötü, mahvolmuş bir kadınım diyerek yaptıklarının ağırlığını taşıyamıyor Anna. Kocası kızsa, suçunu yüzüne vursa ne kadar da rahatlayacak oysaki ancak tüm yaptıklarına rağmen kocasının kendisine karşı merhametli, anlayışlı davranışlarını kaldıramıyor, altında eziliyor, bir de aşığının kayıtsız, ilgisiz tavırları da eklenince içinden çıkılamayan, kaçınılmaz çatışmalar başlıyor Anna için. Suçluluğun verdiği iç hesaplaşmalarından, vicdanından kaçıyor: "herkesten ve kendimden kurtulacağım" diyerek bizlere veda ediyor Anna. Ve böylece Tolstoy bu özkıyımla Anna'yı kurtarıyor kendinden.. "Anna okuyor ve anlıyordu, ama okumak, yani başka insanların hayatlarından betimlemeleri izlemek hoşuna gitmiyordu. Kendisi bizzat yaşamak istiyordu." (sayfa 133) Ve Anna kendi hikayesini yazdı...
Anna Karenina
Anna KareninaLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Yayınları · 201940bin okunma
··
28 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.