Kalıplara dar gelen ruhumun ütopyasıdır kanatlanmak, yükselmek, uçmak.. ne var ki kuşlar özgür mü sırf uçuyor diye? Ya da ben/biz uçamadığımız için mi tutsak kalmışız sınırlarımızın içinde? Kalıp yargılar gerçeklerimiz olarak süregelmiş. Biri çıkıp dese ki mavi mavi değildir, gül bir çiçek değildir ve inanırsak eğer kuşlar gibi uçabiliriz diye kaçımız inanır? Gerçeklerimize ters düşecek tüm yenilikler cezalandırılması gereken suçlardır güvenliğimiz için, düzen için, aklın selameti için.. birisi çıkıp dese ki su yakar, ateş boğar, taş doğurur diye yazık deriz adamın kafası gitmiş iyice.. birisi dese ki güneşte kartopu oynamak istiyorum vah vah haline.. -spoiler- İnsanlara hayvanlar üzerinden ayna tutulan bu kitapta diyor ki sınırlarınızı aşın, gerçek olarak öğrenegeldiğiniz şeylere taparcasına adamayın kendinizi. Sorgulayın, çalışın, yükselin, uçun, özgür olun.. Sürüde bunu başaran ilk martıdır Jonathan Livingston. Özgür olmaya cesaret edebildiği için hemen sürüden kovulur da. Neme lazım diğerlerinin de aklına girer. Zaman için de pes etmeyerek sürüye de kabul edilir. Ancak Jon ölüp gittikten sonra artık sürüdekilere zor gelir özgür olmak.. alışılagelmiş şekilde yaşamaya devam etmek özgür olmaktan daha kolay gelir. Bunun yolu da Jonathan Livingston’ı tanrısal saymaktan geçer. Yüceleştirilmiş, ulaşılmaz hale getirilmiş bir ikondur artık Jon. Onun adına çeşitli anmalar düzenlerler, anıtlar dikerler ancak öğretilerini hayatlarına geçirmezler.. İnsanlık içinde kutsallaşmış bir çok isim vardır. Adları zikredilince herkes saygılı bir onaylama ifadesine bürünür hemen. Gel gör ki dediklerinin kaçı hayatımıza aksetmiştir? Sınırları aşan, sorgulayan insanlar tıpkı martı Jon gibi değerleri anlaşılamadan yok olup gitmiştirler. Her ne kadar öldükten sonra değerleri anlaşılmış olsa da çoğunlukla fiile dökülmeyen kutsal simgeler olarak kalmışlardır. Aynı sınırlara mahkum olsakta bu sınırları aşan bizim için kutsaldır, yücedir, ulaşılmazdır. Çünkü sınırları aşmaktansa aşanı yüceltmek daha kolaydır..

Martı Jonathan LivingstonRichard Bach · Epsilon Yayınları · 201967,7bin okunma

·

3 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

N.