Bir Şiir İsmet Özel'iUzakta, kendinin bile ücrasında yaşayan, sürgüne uğradığı bu pıtraklı diyarda,
dar çünkü dargın havsalasının taşımaya güç yetiremediği bu dünya
ve içinde kıvrak bir küheylan gibi debelenen bu yaşamak arzusu boğarken O’nu;
itiraz eden, direngen ve aksi
ruhun bu kırgın ikindisinin,
iyice işittim, hırçın ve alazlı sesini.
Öyle ki yineledi bendeki bu yansımasını, tekrar ederek sürekli.
“Biraz üzgün ve Ömer öfkesinde biraz” dedi.
Değil bu bir güzelleme ya da bir iltifat metni.
Çok mu seviyorum ben bu adamı?
Muhtemelen aynı yerde yaşamaya çalışsak,
kısa sürecek ortak yaşama çabamız, o dar mekandaki.
Ancak gözleri nemlenecekken
gözleri namluya dönen bu adamla da yakın eden bizi,
çektiğimiz dünya ağrısıdır, sürgüne gönderildiğimiz
bu pütürlü - pıtraklı diyardaki.
Bir de adımızın insanların hizasına yazılmasından dolayı
her gün yepyeni rüyalarla ödenen bu cezaya olmaklığımız, müşteri.
Ondandır, ‘üzerine yüreğinden başka muska takmadan konuşmak isteyen’
şairin söylemesi, bu ‘durgun suyun sayhası’ nın dile gelmesi
ve zihnimde o nağmelerin sürekli kendini terennüm etmesi.
Ondandır, kor yürekle çıkıp bir tepenin ardından
‘her şey ben yaşarken oldu, bunu bilsin insanlar’
güçlü nidasıyla ünleyen seste bulmam kendimi.
Kuşun ölümünde incinen ruhu;
‘ölüme, ölümlülüğü yakıştırabilmek için
cesetlerle bezerken güzel olan her şeyi’,
Gelmiş geçmiş bütün gölgeleri deneyen
elleri ise hala pençe gibi.
İyice işittim işte, ikna olmaz biçimdeki bu aykırı sesi.
Fırtınalı ruhun derin savruluşlarında
‘sökmedi hoyrat kuralları faşizmin’, ama
yine de debelenmekteydi devrimci olan beyni.
Sonrasında Vareden’in kayrasıyla var olup,
eşrefi mahlûkat nedir bildi.
Gökyüzüne göndere çektiği yüreğiyse
çatlayacak kadar aşkî.
Vakti vardıysa aşkın, onu beklemeliydi.
Öyle ya ‘halbuki aşk, başka ne olsundu hayatın mazereti’.
Kana çakıllar karıştıran isyan duygusunu
kendine katık etti ve dalaştı, sarsak hırgürüyle dünyanın.
Dünya ki ruhunda kaynar adımlarla gezinen hain sevgilisi.
Türk şiirinin en güzellerinden bazılarının şairi.
‘cesur ve onurlu diyecekler
halbuki suskun ve kederli’
Bu eser de fırtınayla, şiirle geçen ömrün
Kemâl noktası, erbaini.