Gönderi

278 syf.
10/10 puan verdi
·
21 günde okudu
21. Yüzyılın Kahini
Anahtar Sözcükler: İletişim, İletişimsizlik, yabancılaşma, bürokrasi, çatışma, kafkaesk, dava, simgesel anlatı. Her şeyi halledip mutlu sona götüren yolu bulabilecek miydi? (Franz Kafka-Dava, 1925) Öncelikle bu yazım bütünüyle bir Dava incelemesi değildir. Kafka’yı bir nebze olsun anladığım ölçüde yansıtmaya çalışacağım bir yazım olacaktır.
Dava
DavaFranz Kafka · İletişim Yayınları · 201552,7bin okunma
··
112 görüntüleme
Emin K. okurunun profil resmi
Bu kitabı okuduğumda daha en başından derin bir çıkmazın, sıkışıklığın içinde bulmuştum kendimi ve Josef K.'nın bu sıkışıklığı çözme üzerine yaptığı hamleleri dikkatle takip ediyordum. Ancak 'kırk katır mı kırk satır mı?' çözümü gibi seçeneklerle karşılaşmak daha da koyu yapıyordu hikayeyi. Müphem ve kara... Sürüncemede bırakma seçeneği gibi. Bu romanın filmini izlemiştim sonrasında, Orson Welles'in çektiği 1962 yapımı, siyah beyaz, romandaki o atmosferi veren filmi. Şimdi bu incelemeyi okuduğumda, yıllar önce okuduğum ve bende iz bırakan bu romanı tekrardan güçlü bir şekilde hatırladım. Özellikle o son sahnesi ve son cümlesi beni çok etkilemişti. Emek göstermişsin, gerçekten de iyi bir analiz, simge-sembol okuması yapmışsın. Altını çizdiğin noktalar gerçekten de dikkat çekici. Basit bir kitap değil ve bir sistem eleştirisi olduğu da açık. Sistemin dilini kullanmayıp, karşı duruşun sonucu açısından da genel fonu gibi kara bir kitap. Bu, daha evvel kitabı okuyanların farklı bir gözle kitabı tekrardan değerlendirmeleri için güzel bir fırsatken, henüz okumamış olanlar için de meraklandırıcı bir inceleme olmuş, eline sağlık.
Anıl okurunun profil resmi
Kara bir kitap gerçekten de, okuduğum ölçüde keyif alır mıyım bilmiyorum ama filmini de oldukça merak ettim, yorumun için teşekkür ederim Emin Hocam.
Necip G. okurunun profil resmi
Hafta sonu okumak için kaydetmiştim bu incelemeyi. Çünkü, seni tanıdığım kadarıyla Kafka aslında tam senin kalemine uygun bir yazar ve Dava’yı yeni okumana hem şaşırdım hem de merak ettim neler yazacaklarını:) İncelemeni okuduğumda haklı olduğum ortaya çıktı:) Hiç affetmemişsin kitaptaki detayları, metaforları ve mesajları. Ve bence çok da güzel çözümlemişsin. Hatta kesinlikle özel bir haz duyduğuna eminim bunu yaparken:)) Ben iki defa okudum Dava’yı. İlkinde Kafka hakkında fazla bir fikrim yoktu ve standart bir roman okumak niyetiyle aldım elime. Doğal olarak da sıkıldım, zorlandım okurken... Yaklaşık 10 yıl sonra tekrar girdi hayatıma Kafka. Bu sefer Kafkaesk üzerine yazılar okumaya başladım. Kafka hakkında çok daha fazla şey öğrendim. Çünkü artık Kafka’nın yazdıklarıyla günlük hayatta karşılaşmaya başlamıştım. Başka bir ifadeyle Kafkaesk, benim hayatıma da girmişti. Dava’yı tekrar okumaya başladığımda bu kez hiç bitmesin istedim:) Yazını okurken senin de böyle bir dönemden geçtiğin ve yaşadığın bazı tecrübeler ile Kafkaesk dünyasıyla birebir tanıştığın izlenimi edindim:) ilk paragrafta Dava’yı yeni okumana şaşırdım demiştim ya, şimdi geri alıyorum o ifadeyi:) Belki de zamanlama olarak en doğru zamanda almışsındır eline Dava’yı:) Anıl kusura bakma uzattım biraz, çok güzel bir incelemeydi değerli dostum... Bir şeyi beğendiğimde bazen tutamıyorum kendimi maalesef:) Kalemine, emeklerine sağlık... Selam ve sevgilerimle...
Anıl okurunun profil resmi
Estağfurullah Necip Hocam bilakis çok memnun oldum uzun yazmana öyle ki biliyorsun düşüncelerin benim için çok önemli ve değerli. Kitabı öyle kendi hayatımın tecrübeleri üzerinden okumadım, yani en azından bunu bilinçli bir vaziyette yapmadım ama arka planda zihnim tecrübelerimi muhakkak kurcalamıştır. Dediğim gibi Dava'nın sistem tarafına getirdiği anlamsızlığı anlayalı çok oldu lakin Kafka'yı anlayalı çok olmadı. Kafka çok çok özel bir yazar. Yazımının detaylarını gördükçe ya da fark ettikçe insanların bağımlı olmasını gayet de iyi anlıyorum. Fakat bir başka yorumumda şu konuya dikkat çekmiştim. Şimdi burada dünya kadar okur Josef K. yı sahiplenir, yere göğe sığdıramaz ama aramızdan birinin davası olduğunu duysa kesin bir bok yemiştir diye düşünür. Okumak ile yaşamak arasında ki davranış eğilimi maalesef ki çok farklı, Josef K. gibi insanların kaderi beyler tarafından hep katledilmek olmamalı. Neyse bende çok uzattım Necip Hocam, değerli yorumun için teşekkür ederim. :)
Rahime okurunun profil resmi
Aslında yaşadığımız şeyler bir düzenin neticesi mi yoksa birilerinin fantezisi mi bilmiyorum. Günümüzün ve geleceğin resmini çizen bir şey var. Belki de bu 'şey' dediğim şey düzenin ta kendisidir. Bizler şu an çizilen resmi yaşıyoruz, gelecekte de yine bize çizilen resmi yaşayacağız. Çünkü düzen korunmalı. Korunmalı çünkü düzen kaosu önler. Öyle diyorlar. Düzen kaosu önler belki ama düzenin başındakiler kaosun temel sebebiyse kurulan düzen, düzensizliğe gebedir. Ben beşerin kurduğu düzene karşıyım. Çünkü insan bir sistem kuracak kadar haysiyetli ve de adaletli değildir. İnsan tamahkârdır, insan bencildir, insan en vahşi canlıdır. Düzen insanlara bırakılmamalı. Bırakılmamalı çünkü beşeri düzende insanlık yoktur. En basiti Koronun söylediği şarkıyı değil de sen kendi şarkını söylersen, onlar nazarında Samsa gibi böceğe dönüşmen işten bile değil. Aynı şekilde haksızken haklı bir kahramana dönüşmek için de iyi bir hatip olman yeterlidir. Öyle işte... Eline sağlık Anıl, sağlam bir inceleme olmuş.
Anıl okurunun profil resmi
İncelemenin üst sorgulaması gibi oldu, teşekkür ederim değerli yorumun için. ;)
Ferahnaz okurunun profil resmi
Öncelikle toplumsal bir hayat düzeni(?) başlı başına insanı toplumdan izole yaşamaya iten bir durum bence. Ki adına düzen diyerek yumuşattığımız şey aslında tamamiyle belirlenmiş kalıptan başka bir şey değil. Doğumumuzdan itibaren kalıplara sokuluyoruz; aile, inançlar, ahlak kuralları, çevre, arkadaşlar, öğretmenler, patronlar, hükümet, yasalar... Sonra da kalıplarımızda özgür(?) bir şekilde sosyal varlıklar olduğumuz yanılgısına kapılıyoruz. Ama fazlasıyla yanılıyoruz. Çünkü kalıplara ses çıkarmadığımız sürece kalıpları göremiyoruz ses çıkardığımız anda ise varlığını sert bir şekilde gösteriyor. Samsa gibi Bay K da kalıpların dar geldiği kişilikler ve okurken maalesef birçok kişiye tuhaf geliyorlar. Çünkü dediğiniz gibi onları tam olaral anlamak için ancak aynı yollardan geçmek gerekiyor. Aksi takdirde etrafımızda K gibi birçok kişilik var fakat kimse düzene sesini çıkarmıyor aksine uyumsuz(?) damgasını yapıştırıyorlar. Ki yardımcı olmayı geçtim zaten.  Herkes paçasını kurtarma derdinde. Herkes K'nın yardım istediği ama arkasını dönüp giden kişilikler.. Neyse neyse biz sosyal ve özgür varlıklarız.. Ve Beckett'ı görmek sevindirdi Godot'dan mütevellit sembollerin altında kala kala bitirmiştim zira Kafka da metaforik ögelerden asla vazgeçmiyor her adımda bir sembol, okurdan fazla dikkat istiyorlar. Ki benim en sevdiğim beyin yakan yazarlardan ikisi de. :) Alıntıların yine nokta atışıydı. Kapsamlı ve düşündürücü bir inceleme olmuş, ben çok ertelemeyim artık. Emeğine sağlık Anıl hocam. :)
Anıl okurunun profil resmi
Güzel ve detaylı yorumun için çok teşekkür ederim yorumuna sadece ufak bir karşılık yazacağım kusuruma bakmazsın umarım. Burada hepimiz yani her birimiz okur olarak Josef i sahipleniyoruz, onu anladığımızı söylüyoruz hatta paylaşamıyoruz o benim karakterim diye ama aynı durumda davası olan birini görsek çat yapıştırıyoruz kesin bir bok yemiştir diye. Kalıpları, kalıpçılardan daha çok seviyoruz. Kafka nın gerçek dışı dünyası hepimizin dünyasından daha gerçek ve daha acı. Maalesef!
1 sonraki yanıtı göster
Icetree okurunun profil resmi
Aylar öncesinden kaydettiğim incelemeyi yeni okuyabildim :) Emeğinize sağlık. Henüz okumamış olsam da zamanın gençleştirdiği, defalarca haklı çıkardığı bir yazar olduğuna şüphe yok Kafka'nın. Yeni başladığım Tezer Özlü'nün kitabında Kafkayla ilgili şu alıntı vardı, sizin incelemeye paralel, onu paylaşmak istedim: " Kafka neden giderek önem kazanıyor? Yalnız yazının gizemi, alaylı biçemi, dehası, çağı, çağları önceden haber verişi, özellikle bizim ulusumuzun içinde yittiği bürokrasinin öldürücülüğünü böylesi akılcı ve alaylı dille anlatması, alçakgönüllülüğü, yalnızlığı, acısından mı kaynaklanıyor? İnsan toplumunun kafkaeskliğini ancak Kafka ile mi kavrıyoruz?" .. Neden edebiyat? Yeryüzüne dayanabilmek için. Bu çabada da, düşünüyorum da en büyük direnme gücü veren yazar Franz Kafka." Bahsettiğiniz tür yalnızlıkta insanın böyle yazarlarla karşılaşması, onun dünyasına girebilmesi ve aynı hissedebilmesi çok özel, bunun da bir bedeli oluyor tabi. Görebildiğinizi ifade çabanız da takdire değer. Emeğinize sağlık tekrardan.
Anıl okurunun profil resmi
Biraz uzun yazmış olmam da sizin okumanızı geciktirmiş olabilir. :) Tezer Özlü ne de güzel ifade etmiş edebiyatın gerekliliklerini ve kafkanin önemini. Ben teşekkür ediyorum okuyup yorumladiginiz için sağlıcakla Yağmur Hanım. :)
Bahar Erden okurunun profil resmi
İncelemenizi gerçekten çok beğendim, kaleminize sağlık... Kafka’yı böyle tanıyabilen tanımlayabilen ve yorumlayabilen okurların olması gerçekten muazzam :)
Anıl okurunun profil resmi
Teşekkür ediyorum düşüncelerinizi paylaşırsanız okumak isterim. :)
Bahar Erden okurunun profil resmi
Ben kısacık bir yorumlama yaptım birkaç saat önce sizinkinin eline su dökemez ama dönüşüm ile ilgili yorumlamamı da okumanızı isterim :)
Mevhibe Özocak okurunun profil resmi
İncelemeniz sayesinde doğru düzgün okuyabileceğim bu eseri. Çok teşekkür ederim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.