"Dünya müminin hapishanesi, kâfirin ise cennetidir."
Hayatın bütün gereklerine olumlu cevap vermiş, hayatını dolu dolu yaşamış olan bir peygamberin, hele hele, 'Ey Rabbimiz bize dünyada da iyilik/güzellik, ahirette de iyilik ver; bizi cehennem azabından koru," (2.Bakara, 201) diyerek dünyada iyilik/güzellik talep etmesi telkin edilen bir peygamberin, yukarıdaki sözü söylemiş olması mümkün değildir.
Sayfa 222Kitabı okudu
·
10 görüntüleme
İsterseniz prof olun..nefs denen bişey var..eğer kontrol altına alınmayıp hevaya uyulursa onun okudukları kendisine cehalet olur.Cehalet diyorum.Niye çünkü adam'ın okumaktaki maksadı başka.Okumuş ama nasıl..kimi inkar etmek için,kimi dünyalık için,kimi kendini tatmin için vs..bizim gelenekte okumadan önce edep öğretilirdi.Şimdi ise daha dün mektebe varmış koca koca imamları,alimleri eleştiriyor,edep desen yok.Öyle ki İmam Azam da kim.O da insan bende insan,ne var yani diyenler var..Farenin "o kedi buraya gelecek"fıkrasına benzedi..
Nasıl ki, küçük kabahatleri işleyenlerin nahiyelerde cezaları verilir, büyük kabahatleri de büyük mahkemelere gönderilir. Öyle de, ehl-i imanın ve has dostların hükmen küçük hataları, çabuk onları temizlemek için, kısmen dünyada ve sür’aten verilir.
Ehl-i dalâletin cinayetleri o kadar büyüktür ki, kısacık hayat-ı dünyeviyeye cezaları sığışmadığından, mukteza-yı adalet olarak, âlem-i bekàdaki Mahkeme-i Kübrâya havale edildiği için, ekseriyetle burada cezaya çarpılmıyorlar.
İşte, hadis-i şerifte اَلدُّنْيَا سِجْنُ الْمُؤْمِنِ وَجَنَّةُ الْكَافِرِ mezkûr hakikate dahi işaret ediyor. Yani, dünyada şu mü’min, kısmen kusurâtından cezasını gördüğü için, dünya onun hakkında bir dâr-ı cezadır. Dünya, onların saadetli âhiretlerine nisbeten bir zindan ve cehennemdir. Ve kâfirler, madem Cehennemden çıkmayacaklar; hasenatlarının mükâfatlarını kısmen dünyada gördükleri ve büyük seyyiatları tehir edildiği cihetle, onların âhiretine nisbeten dünya cennetleridir.
Yoksa, mü’min bu dünyada dahi kâfirden mânen ve hakikat nokta-i nazarında çok ziyade mes’uttur. Adeta mü’minin imanı, mü’minin ruhunda bir cennet-i mâneviye hükmüne geçiyor; kâfirin küfrü, kâfirin mahiyetinde mânevî bir cehennemi ateşlendiriyor.(Lemalar)
Bu yazdıklarınızın tamamı bir te'vilden ibarettir. Hadiste bir şeye nispeten böyledir ibaresi bulunsaydı böyle bir yorum yapılabilirdi, ancak yazdığım üzere hadis(rivayet) açık ve net. Bu düstur üzere hareket eden bir müslümanın topluma yararlı olması da dolayısıyla beklenemez. İnsanlarımızda yanlış bir dünya tasavvuru oluşturması açısından sakıncalı olduğu kanaatindeyim.
3 sonraki yanıtı göster
Hadis profu olması onun kendi hevasından konuşmayacağı anlamına gelmez.İnsan da nefs diye birşey var.Aksi durumda her profun sağlam olması gerekirdi.Oysa öyle değil,çürükte oluyor.İlmi enaniyet var ya..siz sağlam olanlara bakınız.Bakınız hadis alimleri nasıl şerhetmiş,anlamış..Geniş yollar(Cadde-i kübra Ehl-i sünnet yolu) varken patika yollarda dolaşmayın..benimde size nacizane tavsiyem budur.
Hadis âlimleri nasıl şerh edip anlamışsa, benim de öyle şerh edip anlamak gibi bir zorunluluğum yoktur. Bugün yaşayan âlimler nasıl hata edebiliyorsa o gün yaşayan âlimler de keza birçok hatalar etmişler. Hepsini okur, kendi akıl vicdan süzgecimden geçiririm, doğru bulduğuma da inanırım. Zira bizim kıymetli peygamberimizin hadisleri diye lanse edilen rivayetlerin aslını araştırmak, ona yanlış ithamda bulunulmasına izin vermemek bugün de her müslümanın boynunun borcudur.
3 sonraki yanıtı göster
Yanlış tasavvur sizin ilminizin eksikliğindedir veya yanlış yerden bakışınızdadır yoksa hadisi şerifte değil.Burda kastadolunan mana kafirin bu dünyada ahirete nisbeten cennette olduğudur.Yani ne hakkı varsa dünyada yeyip tüketmiştir.Ahirete bişey bırakmamıştır.Onun varcağı yer cehennemdir.Müminin ise ahirete nisbeten dünya hayatı bir hapis olduğudur.Nasıl olmasın ki,mümin bir insan nereye gidiyor biliyor musun?Dünyanın bin sene mes'udane hayatı, bir saat hayatına mukabil gelmeyen Cennet hayatının ve o Cennet hayatının dahi bin senesi, bir saat rü'yet-i cemaline mukabil gelmeyen bir Cemil-i Zülcelal'in daire-i rahmetine ve mertebe-i huzuruna gidiyorsun.Dolayısıyla elbette bu dünya hayatı müminler için hapishane olcaktır.
Siz benim ilmimin yeterliliğini sorgulayacak birisi değilsiniz. Kaldı ki burada paylaştığım bir alıntı, benim ilmim değil ömrünü bu işe adamış bir profesörün ilmidir. Bakış açınızı kendi pencerenizden birazcık olsun çevirebilseniz bu yazdıklarım size belki anlamlı gelebilirdi."Hadis-i şerif" sıfatını hak eden rivayetlerle kimsenin bir alıp veremediği yok zaten. Bulduğunuz her boşluktan demogoji yapmaya bayılıyorsunuz. Yine de size insan olarak verebileceğim tavsiye, önyargılarınızın esiri olmayın. Selâmetle ✋
Ahh herkes kendi işiyle uğraşsa..emanet ehline verilse..bu karmaşalık olurmuydu..neyse..selametle
Ben başta bir müslüman olarak, daha sonra bir ilahiyatçı olarak işimin başında olduğuma inanıyorum. Size de tavsiye ederim. ✋
Eleştirmeden önce sağlam itikat,amel,edeb gerek bize..yani temel...
Bunlar her şey için gerekli, ne diyeyim, Allah herkese hayırlı ilim nasip etsin.
Bakın Hadis alimi İbn Hacer ne güzel tarif etmiş hadisi:Hafız İbn Hacer, güzel giysiler içinde, haşmetli bir halde, büyük bir cemaatle birlikte bir pazar yerine uğradı. O böyle pazarda dolaşırken, pejmürde ve eski bir kıyafet içinde, yağlara bulanmış bir vaziyette sıcak zeytinyağı satan bir yahudi, kendisine doğru yaklaşıp atının yularından tuttu ve,
“Ey Şeyhü’l-İslâm, siz Peygamberinizin,“Dünya mümin için bir zindan, kâfir içinse bir cennet gibidir” dediğini söylüyorsunuz. Şu hâlimize göre, sen nasıl hapistesin ve ben nasıl bir cennetteyim?” diye sordu.
İbn Hacer,“Ben, bir mümin olarak yüce Allah’ın bana ahirette hazırladığı nimetlerin yanında şu hâlimle sanki bir hapiste gibiyim. Sen ise eğer iman etmeden ölürsen ahirette senin için
hazırlanan azabın yanında bu halinle cennette gibisin!” diye cevap verdi.
Bu cevap üzerine Yahudi Müslüman oldu.(Münâvî, Feyzü'l-Kadir, 6/3280 (Riyad 1998).
Hem birşey zatı itibariyle yerilmez.Arız olan şeyiyle yerilir.O arız olan şey ise ya makam sevgisi ya mevki olur,ya şöhret olur vs..Yani yerilen şey o şeyin kullanış sebebi itibariyledir.Buna göre o şey ya yerilir,ya övülür.Şimdi Dünya hayatının zemmedilmesi ya ahirete nisbetledir,ya geçici-fani olanı meyletmedir ya kainatı manay-ı ismiyle görmedir yani Allahı katmayan görmedir vs. Onun dışında dünya hayatı mümin bir göz için elbette kafire nisbetle cennettir.Çünkü mümin dünyaya manay-ı harfiyle bakar.Mesela bir ağaca ne güzeldir deyip de işi tesadüfe bırakmaz.Herşeyi Allah hesabına görmesidir.Zaten müminin bu bakışıyla herşey bir ilim ifade eder..Kafir ise tam tersi..
“İnsanlara kadınlar, oğullar, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşler, salma
atlar, sağmal hayvanlar ve ekinler gibi nefsin aşırı sevdiği şeyler süslü gösterildi. Bunlar, dünya hayatının geçici menfaatleridir. Asıl varılacak güzel yer, Allah katındadır” (Âl-i İmran 3/14) Bu ayet ya bir hadis olsaydı bu mantıkla hareket etçek olsak reddetmemiz gerekirdi..
Bu ziyniyetleriniz yüzünden insanlar yalan yanlış şeylere inanıyor. Allah cocuklarimizi sizin gibilerden korusun. ✋
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.