Eli, yüreği öpülesi güzel dilli Yaşar Kemal emmi, sen ne etmişsin öyle nasıl bir afsun yaratmışsın ki dağdan ovaya, köyden kasabaya tüm Çukurova’yı dolaştırdın bana. Eşkıyalarla közde pişirilmiş eti lavaş ekmeğe sardım da yedim. Bol sarımsaklı tarhanayı höpürdete höpürdete, dumanı üstünde tüten kahveyi ilkmişçesine Memed’le karşılıklı utana utana içtim. Vakit oldu o iğne ucu kadar ışıltı geldi taa benim gözlerimin içine oturdu da birlikte Abdilere, Hamzalara, Ali Safalara, Arif Saim Beylere kafa tuttuk. Vakit oldu Hürü anayla etraflıca kargışlar saydık, Seyran bacıylan aynı adama sevdalandık. Bazan Topal Ali’yle bir aşağılandık bazan Murtaza Ağayla İnce’nin korkusunu yüreciklerimizin en diplerinde yaşadık. Bir hafta evvel bitirdim kitabı ama hâlâ nasıl ağlamaklıyım nasıl noksan nasıl bir parçam kayıp gitmiş gibiyim. Serinin ilk iki kitabını bitirdikten sonra bana “Ara ver.” ya da “ 3’e ve 4’e artık gerek yok nasılsa aynı sonla bitiyor.”diyenler oldu. Aksine keşke 5’i de 6’sı da olsaydı da okuyabilseydim. Aklımda onlarca soru ile kalakaldım kitabın son yaprağında. Kimdi mesela Memed’i kasaba boyu takip edip, atını öldüren adam? Ben bulamadım ya da okudum da fark edemedim bilmiyorum. Üç kitabın her sayfasında Hatçe’den olan oğlundan bir iz sürdüm ona dair bir şeyler okumak istedim ama karşılaşamadım. Ona ne oldu sonra? Seyran... Seyran ne alemde kaldı oğulcuğuyla bir başına? Ferhat hoca ve çetesi? Kitabın son sayfalarında Öğretmen Zeki Nejad’ın minareden konuştuktan sonra arkasından yedi memedlerin, Şahanın, Ferhat hocanın, Temir’in, Dursun’un, Kasım’ın ve Memed çocuğun gittiği yazılmıştı. Çatışmada öldürüldüler mi onlar yoksa sağ çıkabildiler mi? Topal Ali ile Murtaza Ağa? Öldürebildi mi Topal Murtaza’yı? Kim bilir nasıl öldürmüştür? Ne diller dökmüştür Murtaza Ağa şimdi :) ya da dökebilmiş midir ki? Koca Osman emmi, Kamer ananın deyimiyle Çocuk Osman? Şahininin son yaptıklarından haberi olsaydı nasıl sevinçlenirdi acep? Hürü ana keşki öğrenebilseydi Topal’ın Memedinin öz bir kardaşı gibi koruyup kolladığını, sevdiğini. Haa bir de şu vardı; İnce Memed 2’de Seyran’ın babasının öldüğü belirtiliyordu. Seyran Memede sevdalandığında yerinde duramayıp ailesinin evine koşuyordu. ....Anası. “ Demek bizi bağışladın. Seyranım,” diyor, ağlamaktan boğuluyordu. “ Keşki baban sağ olaydı da bu günümüzü göreydi. Baban son soluğuna kadar senin hasretini çeke çeke öldü. Şimdi babanın kemikleri mezarında rahatladı. Biz sana çok ettik kızım. Sen gene insanlık edip bağışladın.” ( sayfa 359) İnce Memed 3’te ise Memed Vayvay köyüne gelip Seyran ile evlenmek için karşısına çıktığında Seyran Memed’le konuşmayıp gitmişti. .... Arkasını döndü, kalabalığı yardı çıktı, evine yollandı. Öylesine çabuk, öfkeli, kendinden geçmiş homurdanarak yürüyordu ki, babası, kardeşleri ardından yetişemiyorlardı. Konaklarının avlusunda babası Seyranın kolundan tuttu, kardeşleri de yetişti. “Ne oldu, ne var kızım, Seyran?” “Onu öldürecekler baba.” “Kim öldürecek kızım?” “Yüzbaşı, candarmalar... onlar üç kişi, candarmalar bin kişiler. Baba, gönder onu dağlara . Kurban olayım baba...” (sayfa 493) Şeklinde bir diyalog geçiyor. Acaba baba diye bahsettiği Koca Osman mı diye çok baktım hep ‘ Osman emmi’ diye konuşmuş. Kafam karıştı açıkçası Sonuçta 32 yıllık bir zaman diliminde yazılmış kitap, Yaşar Kemal amcanın atladığı bir şey mi yoksa benim mi gerçekten bilemedim. Bu güzel dörtlemeden de çıkardığım, artık hayatımın baş felsefesi haline getirdiğim muazzam cümle ise şu oldu: “Dünyanın bütün kötülüklerine baş kaldır. Bazen senin iyiliğin başkasının kötülüğüne de olabilir. Kendi iyiliğine de baş kaldır.” Işığın bol olsun canım Yaşar Kemal.

İnce Memed 4Yaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202116bin okunma

·

24 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Derya