Eli, yüreği öpülesi güzel dilli Yaşar Kemal emmi, sen ne etmişsin öyle nasıl bir afsun yaratmışsın ki dağdan ovaya, köyden kasabaya tüm Çukurova’yı dolaştırdın bana. Eşkıyalarla közde pişirilmiş eti lavaş ekmeğe sardım da yedim. Bol sarımsaklı tarhanayı höpürdete höpürdete, dumanı üstünde tüten kahveyi ilkmişçesine Memed’le karşılıklı utana utana