Hakan bir yorumu yanıtladı.
Monte Cristo Kontu (2 Cilt Takım)Alexandre Dumas · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202025,8bin okunma
··
536 görüntüleme
Öne Çıkan Yorum
Ellerine sağlık Hakan. :)
Samimi bir şekilde beğenmediğin yerleri de belirtmen hoşuma gitti. :)
Sanırım bu cihanda bu romanın konusu kadar tekrarlanmış başka bir konu yoktur. İNTİKAM. Ezel dizisi hakkında bir Arjantin grubuna denk gelmiştim, adını çoktan koymuşlardı, Ezel bir Monte Cristo Kontu uyarlaması diyorlardı.
Bende bir yerlerde duymustum, ama film sektörüyle aram hic iyi olmadigi ici kurcalamadım :)
Kesinlikle katılıyorum iyi bir kısa versiyon bu işi görürdü :) ama biz yinede sağlam yoldan ilerledik kendimizle gurur duyabiliriz :) If satosu bölümü benim için de çok özel kitapta en canımı sıkan bu kadar kusursuz işleyen bir planın nasıl yapıldığını Dantes'ın düşüncelerinden bize aktarılmamasıydı ..ve tesadüf üstü tesadüf hep onikiden vurdu :)
Senin inceleme sayesinde bende içimi dökmüş olayım :) emeklerine saģlik sabrına bereket Hakan :)
Ablacım çok teşekkür ederim. Benim de en çok canımı sıkan kısım ise, ilk 500 sayfalık muazzam senaryonun ardından gelen hikayeye hiçbir şey katmamış olan sonraki 300 sayfa :D
Andrea ve babası kurmaca kişilerdi. Andrea aslında hayduttu.(Villefort'un küçücükken öldürmeye çalıştığı zina çocuğu) Para ile tutulmuslardı. O nedenle siz demelerinde garip bir yan yok.
Anne veya baba gibi sözcüklerden önce veya sonra "siz" denilmesi bana çok saçma geliyor.
Karakterlerin rollerini onaylamanızdan bahsetmiyorum. Birbirine yabancı İki karakteri baba/oğul sanıp, arasındaki sohbeti eleştirmenizden bahsetiyorum. Eğer yazmak istediğiniz gerçek ebeveyn ve evlat arasındaki resmi konuşmaların anlamsızlığı ise bunu doğru kişiler ile işaret etmeniz gerekir.
Bu kısım kitapta okurken özellikle gozume carptığı icin alıntıladım. Aslında demeye çalıştığım yakın akrabalar arasında cok ciddi bir mesafeli konusma var. Bu sadece o iki karakter arasında degil, sevgililer, eşler, dostlar arasinda da. Tabi bu kitabı 21. yuzyıldaki uslube alışarak okudugumuz icin olabilir, ama bazen bu yerler cok baygınlık veriyordu.
Fransızcada "vous" zamiri, yani "siz", artık anne-baba için kullanılmasa da eskiden özellikle aristokrat ve sosyete çevresinde ebeveynlere bile "siz" diye hitap ediliyordu. Ufak bir araştırmayla bu bilgiyi edinebilirsin internetten.
Buradaki tek sorun "siz" seklinde bir hitap kullanmaktan ziyade, bu kadar açık mesafeli bir konuşma şeklinin kitaptaki samimiyeti yok ettigi yonunde. Fransız ve Rus aristokratlarının o zamanlar yeni dogan bir bebege bile siz diye hitap ettiklerini biliyorum, okudugun en ufak bir klasik kitapta bile bunu gorebilirsin zaten; herhangi bir internet arastirmnası yapmana gerek yok.
Diger yandan Sefiller'deki Jean Valjan'ın sevgisi, Anna Kararina'daki ailelerde sorunlar olusmasina ragmen sevdigine karsi duydugu samimiyet, Babalar ve Ogullar'daki baba ve ogul arasindaki hitapların her ne kadar bu kitaptakine benzese de birbirlerine duydugu sevgiden dolayı bu eksikligi hissetmemeiz. Kitapta elestirdigim nokta aslinda buydu, herkes "siz" kismina takılmış. Belki de ben cok iyi ifade edememisimdir kendimi, bilemiyorum.
Bonne nuit, Mösyö :D Merci, kitaba dair gergin hisleriniz yansıtılsa da hoş bir inceleme :)
Kendi oglu ve kendi babasi olmadiqini bildikleri icin bu tavr sergilediler gayetde normal bunun neresi anlawilmaz ikiside para icin bir araya geldiklerini ve gostermelik baba ogul yapacaklarinin farkinda
Bu yorum görüntülenemiyor
okumak istiyorum ama biraz gözüm korktu açıkçası. Okurken sıkılabileceğim kitap mı yani akıcı mı dili sade ve anlaşılır mı :))
Kital gayet anlasılır. Tam metnini okuyacaksanız ilk 500 sayfasının nasil gelip gectigini fark etmiyorsunuz bile. Son 400 sayfa da öyle, hâlâ cogu sahne kafamda; ama kitabın ortalarında biraz gereksiz uzatma olmuş. Onun disinda cok guzel bir kitap, mutlaka okuyun derim.
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.