Gönderi

256 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Sessizlikle ve iç seslerle örülmüş bir Hasan Ali Toptaş romanını bitirdikten sonra hayat defterini kapatmış veya kahramanlara dolu eski bir sandığı çatı katında kimseler görmesin diye kapağını kapatmış gibi oluyorum. Gerçekte ne roman bitiyor ne de hayat. Bekçi halen elindeki mavzerle samanlıktan bozma muhtarlık binasını korumakta, Cennet'in oğlu elindeki yılanla çocuklara gösteri yapmakta, berber perma sharp jilet alması için markete gönderdiği çırağını boşuna beklemekte, Nuri'nin niçin kaybolduğunu, yıllar sonra neden köye döndüğünü halen kimse bilmemekte ve muhtar boynunda kementle muhtarlık binasında tavana asılı durmakta hâlâ. Roman sürüyor, hayat da öyle. Herkesin başında gerçek ve gerçeküstü bir sürü gaile. Herkes muhtarın şehre gidip dönmediğini sanırken muhtarın muhtarlık binasında asılı bulunması gibi herkes yaşar sandığı kendisini aslında çoktan ölmüş bulacak belki günün birinde. Koku var diyecek birileri ama çınar ağacının dibinde durup bekleyecekler. Kimi Cennet'in oğluna kafayı takacak, kimi kaybolan ata, kimi daha bir sürü tuhaflığa... Roman da hayat da devam edecek böylece.
Gölgesizler
GölgesizlerHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 202012,8bin okunma
··
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.